20 Nisan 2008

GELECEĞİN ARICILARI...

Karaelmas Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi öğrencileri ile başladığımız arıcılık kursunda bu güne kadar anlatılanların arılıkta uygulamasını yaptık. Bu uygulamada Kdz.Ereğli Halk Eğitim ve Akşam Sanat Okulu müdürümüz Sayın Kenan ÖZKAN ve Kdz.Ereğli İlçe Tarım Müdürümüz Hakan ÇETİN de yaptığımız çalışmaları yerinde gördüler. Ayrıca Ulusal basın ajansları ve yerel televizyon muhabirleride çalışmaları takip ettiler.
Kovan açılmadan önce öğrencilere arılıkta nasıl hareket edileceğini anlattım, bu kısa sohbetin ardından arılığa girdik. Bir çok kişinin arıdan korkuyor olmasına rağmen bu arkadaşlarımız maske giymeye bile gerek görmeden kovanın başındaki çalışmalara katıldılar. Elbette buradan aldıkları pratik ve teorik bilgilerle arıcı olamayacaklar ama, en azından bu genç yaşlarında arıyı, arı ürünlerini ve arıların tabiattaki görevlerini çok iyi kavramış olarak bundan sonra atılacakları meslek hayatlarında gidecekleri yerlerde çok büyük faydaları olacaktır.

Kovan kontrolüne başladığımızda her arkadaşın heyecanı benide mutlu etti. Çünkü çerçeveler elden ele dolaşarak herkes kendince yorumunu yaptı, ana arı, günlük yumurta, balın konduğu gözler ile polen stoklarını gördüler ve arılardan korkulmaması gerektiğini gösterdiler. Kovan başındaki çalışmamız bittikten sonra polen kapanlı kovanlarda toplanan polenin nasıl alındığını kontrol ettik. Tabiki tadına bakmadan olmazdı... Taze polenin tadı ve kalitesi bir başka oluyor.



Öğlen yemeğimizi piknik havasında yedikten sonra bulunduğum yerdeki ormanlık alanda 2 saatlik güzel bir yürüyüş yaptık, bu yürüyüş esnasında da ormanlık alanda bulunan ballı bitkileri tanıdık. Arkadaşlarımızda şehirden uzak tabiatla başbaşa güzel ve yorucu bir gün geçirmiş oldular. Tabiki bu güzel anıda fotoğraflamadan olmazdı.
Geleceğimizin teminatı olan bu pırıl pırıl gençlerimize bundan sonraki hayatlarında da her şeyin gönüllerince olmasını dilerim.

15 Nisan 2008

OBESON UYGULAMASI...

Varroaya karşı Sanovel firması tarafından üretilen OBESON adlı ilacı (Timol) kullanmak için önceki gün yazdığım yazıda sorulan sorulara cevap olması bakımından bu gün Sanovel firması İstanbul - Anadolu bölge temsilçisi Veteriner Hekim Gökhan GÜRAKAN ile arılığımda daha önce OBESON kullandığım kovanılarımı kontrol ettik ve son uygulamayı yaptık.
Konu ile ilgili video görüntüleri uzun olduğu için videolarım bölümündan izleyebilirsiniz. Bir çok ilden kullanımla ilgili bana gelen sorulara cevap olacaktır. Ürünün içeriğinde Timol (kekik yağı) olduğu için
kokusundan dolayı uygulamanın akşam üzeri tarlacı arıların kovana döndüğü saatlerde olması arıları telaşlandırmıyor. Benim kovanlarımda yaptığım uygulamada kovan havalandırmasının iyi olduğu için arılarda herhangi bir telaşlanma olmadı. İlk uygulamadan sonra arılardaki varroa sayısı ise tespit edilemedi, çünki varroalar düşmüştü. Buna rağmen kapalı gözlerde varroa kalma ihtimaline karşıda ikinci uygulama yapıldı. Böylece tedavi süresi 4-6 haftaya kadar sağlanmış oldu. Konunun videosu için, Tıklayınız.

14 Nisan 2008

AMERİKA'DAN MİSAFİRLERİMİZ...

Önceki yıl sonbaharda Ülkemize gelen Dawn ve eşi Jerry NİXON ile yaptığımız arılık ziyaretleri ve Zonguldak gezisinden çok memnun kalmışlardı. Bu yıl daha çok güzellikleri görmek için ilkbaharda gelmeye karar verdiler, ama bu sefer 4 kişi olarak geldiler. Önümüzdeki yıllarda bu sayıyı artırarak iyi bir arı safari düzenlemiş olacağız. Bu vesile ile Ülkemiz arıcılığını ve kültürümüzü tanıtma fırsatını biraz olsun yakalamış olacağız. Bu gezide her zaman olduğu gibi Doç. Dr. İrfan KANDEMİR eşi Biyolog Dr. Gaye KANDEMİR hocam tercümanlık ve rehberlik görevinde yardımcı oldular.
Dawn Amerikada arıcılık yapıyor ve güzellik balı adı altında bir markası var. Eşi Jerry ise arı tutma şirketi kurmuş, yani bizim buralarda eşek arısı evlerin çatısında, tarlanın kenarında, duvar deliklerinde veya her hanki bir yerde yuva yaparda bizler ya yakarız yada bir şekilde imha ederiz ya... İşte Bu Amerikada yasak bu iş için kurulan şirketler var saati 70 dolar ödersiniz şirket görevlisi gelir çatıdamı, tarladamı her nerdeyse onu usulüne göre alır uzak bir orman alanında bırakır. Tabiatın dengesi korunmuş olur. Eğer bu sahipsiz bir bal arısı ise o zaman şirket bu arıyı satabilir veya kendisi saklar. Dawn sohbetimiz esnasında janter kafesi aldığını ama kullanamadığını söyledi bende tam aksine çok iyi olduğunu söyleyince muhabbetin seyri değişti. Değerli kardeşim Adnan İLİK hemen bize janteri getirdi bizde nasıl kullandığımızı anlattım. Dawn buna çok sevindi dönüşte mutlaka kullanacağını söyledi.
Adnan Kardeşimizin evinin önündeki kamelyada kuş seslerini dinlerken yorgunluk çaylarımızı içtik. Arılığında bir kaç kovan kontrolü yaptık. Arıların bizi sokmamasını çok sevdiler ve arılarımızın sakin olduğunu söylediler.
Zaten bölgemizin ege tip arısı çok iyi huyludur. Birkaç kovana baktıkdan sonra birazda propolis muhabbetimiz oldu, kovanlardan epeyçe topladık. Bu kadar yol geldik epeyce kovan karıştırdık üç arılık gezdik artık yemek zamanı gelmiştir. Adnan kardeşimiz ve eşi sağolsunlar çok güzel bir masa hazırladılar, bizde hiç itiraz etmedik, Allah ne iştah vermiş bize be... Misafirlerimizden birisi vejeteryan olduğunu söyledi onun için ona ayrı yemek verildi. Bizim için farketmiyor ne varsak ziyan olmasın diye gayret ettik.
Tabiatın tüm güzel renklerinin bulunduğu, İnsanlarının yüz dostu değil GÖNÜL dostu olduğu, Karakavuz köyü sarıçiçek mahallesindeki kardeşim Adnan İLİK'e ait ALTIN BAL arı, bal, polen ve arısütü üretim çiftliği. Bu cennet misali güzel yerde tüm ailesi ile huzur ve sağlık dolu bir hayat sürmesini dilerim

Gezimizden kısa bir video görüntüsü, Ereğli'nin güzel köyü karakavuz'da Adnan İLİK ve eşi tarafından ağırlandık. Arılığında kovanları kontrol ettik, bize karşı gösterdikleri inanılmaz misafirperverliğe sonsuz teşekkürler.

11 Nisan 2008

KARAELMAS DİYARINDAKİ ELMASLAR...

Karaelmas Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi öğrencileri bu yılda arıcılık kursuna başladılar. Ülkemizin değişik illerinden gelen bu asil gençler buradan mezun olunca gittikleri yerleri birer ışık gibi aydınlatacaklar. Kdz.Ereğli Halk Eğitim Merkezi ve Akşam sanat Okulu ile birlikte açtığımız bu kurslarda katılan arkadaşlarımıza teknik bilgilerin yanında uygulamalı eğitimde veriliyor. Önümüzdeki hafta öğrendiklerini uygulama yapacaklar. Bu kursiyer arkadaşlardan sonra diğer guruplarla arıcılığa devam edeceğiz.
Fotoğrafta ön sıra soldan sağa: Mehmet DOĞAN (Ankara), Güven ÖZSOY (Kdz.Ereğli), Gül HAMZACEBİ (Trabzon), Kübra EREN (Trabzon), Fatma BAŞOĞLU(Samsun).
Ortadakiler: Zeynep MUTLU (Aksaray), Esra DİNÇ (Trabzon), Havva Ebru TOSUN (Zonguldak), Fatima YILDIZ (İsparta), Reyhan DEMİR (Samsun), Kadriye ÇITIR (Zonguldak)
Ayaktakiler: Ünal BAYRAM (Van), Ali KAVAK (Bartın), Sedat ÇETİNOĞLU (Sakarya), Kurtuluş ŞİMŞEK (Tokat), Murat NAMAZ (Düzce), Muhammet MERT (karabük), Hasan ZENGİN (Sinop)

9 Nisan 2008

VARROA MÜCADELESİ...

Varroa mücadelesinde çok değişik yöntemlerin uygulandığını biliyoruz. Mücadelede en önemli konu ise insan sağlığına zarar vermeyen ilaçların kullanılması gerektiğidir. Önceki yıllarda oxalic acid (oksalik asit) kullanmak istedim, bir kaç kimyacı ile görüşdüğümde hayretler içinde kaldım. Deri tabahlanmasında veya başka amaçlarla kullanılan ve kilosu 3 ytl den satılan ürünün yanında kilosu 32 euro ya satılan ve Almanyadan gelen oxalic acid olduğunu öğrendim. Bunun yanında formik asit araştırmamızda ise % 85 lik formulde olanı aradık meğerse piyasada satılanlardan çok para kazanmak için sulandırıldığını ve üzerindeki beyanların tutmadığını öğrendik. Bu konuda tüm arıcılarımızın çok akıllıca hareket ederek özellikle arılar için üretilmiş olan ürünlerin kullanılmasını tavsiye ederim. Biliyoruz ki piyasada satılan birçok ilaç insanlarda kanserojen olduğu gibi arılarda da ana kaybına veya kısırlığa neden olmaktadır. Hem tüketicilerin hemde arılarımızın sağlığı çok önemlidir. Biz arıcılar olarak işimize ne kadar özen gösterirsek piyasadaki itibarımız o kadar artar.

İlimizde arıcılık yapan değerli dostum Ali Yücel ERGİN arılarının bakımında çok titiz olduğunu biliyorum, bu nedenle yaptığı her çalışmadan benide haberdar eder. Sanovel firması tarafından önceki yıl piyasaya sürülen OBESON adlı varroa ilacınıda bir kaç kovanında deneme amaçlı kullandı. İlacın aktif maddesi TİMOL (kekik yağı).

6 Nisan 2008

ARTIK ŞURUP KAYNATMAK YOK...

Dünya ülkeleri arasında arıcılıkta en üst seviyede olmamıza rağmen bir çok alanda yeterli hıza ulaşamadık diye düşünmeyin, çok hızlı gelişmeler oluyor. Konya Şeker Sanayi ve Ticaret A.Ş. ÇUMRA ŞEKER FABRİKASI tarafından Doğal pancar şekerinden üretilen pastörize ARI ŞURUBU piyasaya sürüldü. Çumra şeker fabrikasının üretim tesislerini gezmiştim, el değmeden son derece hijyen şartlarda üretim yapılıyor...Eminimki Türkiye arıcılığında büyük boşluğu dolduracak, Sonbaharda aynı fabrikanın ürettiği Fondan şekerini kullandık ve kullanan tüm arıcılarımız memnun. En azından içerisinde hiçbir katkı maddesinin olmaması arıların hastalıklara yakalanmasını azalttı. Herkesin bildiği gibi bazı illerde yavru çürüklüğü hastalığı var dolayısıyla bu ballarla yapılan keklerde de hastalık mikrobu yaşadığına göre bu kekleri yiyen arılarda aynen o hastalığa yakalanıyorlar. Piyasada satılan ithal-yerli şekerlerden hazırladığımız şeker şurubu içinde bir çok olumsuzluklar vardı, artık son teknoloji ile hazırlanan bu şurupları her arıcının kullanması lazım. 2/1 Oranında(iki şeker - bir su) yapıldığı için ilk bahar beslemesinde yarı yarıya sulandırılması gerekir. Sonbahar şuruplamasında ise olduğu gibi verilmeli. Bu şurubun en güzel tarafı kokusuz olduğu için artık yağmacılık sorunuda yok denecek şekilde azalacak. Kimyasalından dolayı ekşime olmuyor böylecede arılarımızda bağırsak hastalığı olmayacak.

Cumartesi ve Pazar günümü arıların bakımı için ayırdım. Uzun zamandır yoğun program nedeniyle geç kaldım en sonunda bu hafta sonunu arılar için ayırdım. Öncelikle varroa ilaçlamasını hallettim ve sıkışan arılara çerçeve ilavesi yaptım. Bir kaç kovanda bölme tahtasının yanındaki boşluğa petek ördüler bende onları bozmadım. Bu örülen petekler erkek gözü olduğu için iyi bir varroa tuzağı olarak bıraktım, yavru gözleri kapanınca içlerinde çok sayıda varroa olacağı için bende onları alıp imha edeceğim. Bu yöntemle varroa ya karşı biyolojik mücadele yapmış oluruz. Bulunduğum bölge ormanlık olduğu için bol miktarda defne ağacı var, bu ağaçlar inanılmaz şekilde nektar ve polen veriyor. Meyve çiçekleri de iyice açmış, arılar çok güzel gelişti. Bu gün ilk defa verdiğimiz şurupdan sonra çok hızlı gelişmeler olacak. Bir kovanımada ballık koydum, durumu çok iyi 10 çerçevede yavru var 8 çerçevede kapalı yavru. Tüm arıcı arkadaşlarımın bu yılın gönüllerince geçmesini dilerim. İki günlük yorgunluğuma değen bir çalışma yaptım, bu yazıyı yazdığım bu saatlerde yağmur başladı...
Şurup ihtiyacı olanlar için fabrikanın linkini buraya yazdım. Ayrıca, satış hakkı verilen firma Konya'da. İletişim için: Alper UÇAR:0532 594 52 66

4 Nisan 2008

DOĞRU İFADE EDELİM...

Ankara seyahatim dönüşü Bolu terminalinde bir büfede -KESTANE BALI BULUNUR- yazısını gördüm. Büfe sahibi ile kısa sohbetimizde bir arıcının balları bıraktığını söyledi, kapıya asılı olan yazının içeriğinden anlamadığını söyledi. Arıcılığı bilmeyen satıcı hakklı tabiki, ancak o yazıyı asan arıcınında ondan farkı yok. İnternette bir kaç yerde aynı şekilde yazılan yazıları okudum, demek ki bu arıcı arkadaşımızda oralardan bu yazıyı kopyaladı. Hala arıların bal ve poleni nasıl ürettiğini bilmeyen arıcılarımız var, bu çok büyük eksiklik. Yazıyı okuyunca göreceksiniz adam kestane balının kestaneağaçlarının polenlerinden orman gülü, böğürtlen,ıhlamur ve kır çiçeği poleninden elde edildiğini yazıyor. Oysa arılar poleni çiçeklerden polen olarak toplar. Bal ise bitkilerin ifraz ettiği tatlı sıvıdır (nektar) arılar bu nektarı dili vasıtasıyla emerek bal deposunda biriktirir ve kovana gelince petek gözlerine boşaltır. Kanat çırparak sağladıkları hava sirkülasyonuyla fazla olan suyunu uçurur bu nektar bal kıvama gelir. Birde kestane balının yeniş şeklini yazmış ki hayretler içinde kaldım yıllardır kestane balı üretir ve tüketiriz hiç başımız dönmedi. Bu kural sadece orman gülü balı için gecerlidir (fazlası tansiyon düşürür). Tüketiciler artık çok şeyin nasıl olduğunu iyi biliyorlar. Bir kaç yıl önce bir arkadaşım başka şehirde arı sütü satan bir firmaya uğradı ve arı sütünün nasıl oluştuğunu sordu. Satıcı çok değerli olan polen ve balı karıştırarak arılar bunu özel gözlere koyar bizde ordan alırız demiş, arkadaşımda ona internetten arının vucut yapısını göstererek arıların kafalarında ki süt bezlerini gösterince şaşırdı zavallı. Eğer bu konularda yazı ve broşür hazırlayacak olan varsa lütfen bilginin kaynağına gitsin yoksa bu komik yazılar işini büyütmez bitirir.