21 Ağustos 2009

SONBAHAR EĞİTİMİ...

Mevsim itibariyle bölgemizde balını almayan veya gittiği yerden geri gelmeyen arıcımız kalmadı. Şimdi sırada ballarını aldığımız arılarımızın sonbahar bakımını yapmak var, her zaman dediğimiz gibi gelecek yıldaki başarımız arıları nasıl kışa soktuğumuza bağlı. Bu nedenledir ki Zonguldak arıcısının bir kısmını bulundukları bölgede bilgilendirmek amacıyla küçük çaplı bir eğitim semineri düzenledik. Konumuz "sonbahar, kış bakımı, bal'da kalıntı ve Dünya'daki varroa ilaçları"





Salona gelen arıcılarımızla birlikte merhabalaştıktan sonra herkes yerini aldı. Açılış konuşması ardından saygı duruşu ve istiklal marşımızın okunmasından sonra Zonguldak İl Tarım Müdürümüz Sayın Yusuf AKIN konuşmasını yaptı. Sayın müdürümüz ilimize geldikten beri olan değişiklikleri ve tarımda yapılması gerekenleri çok ince ayrıntılarıyla bizlere anlattı. Arıcılık konusunda ise tüm dünyada olduğu gibi daha büyük arılıkların olması gerektiğini ve işletmelerin olması gerektiğini söyledi. Dünya ile rekabet edebilmek için üretimin arttırılması çiftcilerimizin daha sosyal ve eğitimli olması gerektiğini vurgulayan müdürümüzson olarakta bu tür eğitim seminerlerinin önemli olduğunu bölgemiz arıcılarına hayırlı olası nı dilerken katılan konuşmacılara hoş geldiniz dedikten sonra konuşmcıları dinlemek üzere salondaki yerine oturdu.

SONBAHAR VE KIŞ BAKIMI: Bu konuda her zaman arıcılarımızın çok değer verdiği ömrünün 40 yılını bu konularda harçayan değerli bilim insanı sayın Prof.Dr. Muhsin DOĞAROĞLU hocam, kendine has uslubuyla sunumunu yaptı. Her zamanki gülen yüzü ve tatlı sohbetiyle salonda bulunan bizler adeta nefeslerimizi tutarak dinledik. Birkaç seminerine katılmış olmama rağmen her seferinde çok şeyleri öğrendiğimide belirtmem gerekiyor. Benim tavsiyem her ne kadar biliyor isekte mutlaka bu tür eğitim toplantılarını kaçırmayalım. Bazen hiç belli olmuyor bir kelime bile insanın hem bakışını değiştirir hemde bilgi hazinesinde hiç bir şeyin olmadığını hatırlatır. Bir çok kitapta yazdığı gibi dünyanın en değerli ve pahalı şeyi bilgidir. Bu nedenle dinlediklerimizle yetinmeyerek sayın hocamın son yazdığı kitaptanda birer tane alarak dinlediklerimizi dolabımızda saklayacak şekilde belgelemiş olduk.
BALDA KALINTI ANALİZLERİ: Pendik Veterinerlik Araştırma Enstitüsü Kalıntı analiz uzmanı Dr.Vet. Hek. Nurullah ÖZDEMİR Türkiye'de buluna 3 araştırma enstitüsünden biri olan Pendik Araştırma Enstitüsünde tüm gıdalarda olduğu gibi ürettiğimiz baldaki kalıntıları izleyebildiklerini ancak esas görevlerinin üretilen tüm ilaçların kalıntılarını izlemek oldunu belirtti. Enstitüye son alınan cihazlarla uluslararası seviyede ölçümleri yapabildiklerini belirtti. Geçmişten beri arıcılıkta kullanılan bazı ilaçların aktif maddelerinin ciddi manada kalıntı bıraktığını öğrendik. Biz arıcılar olarak sadece varroa'ya karşı veya ağ kurdu için kullandığımız ilaçların öldürüyor olması sonuç alıyoruz anlamına gelmediğini anladık. İnsan olmanın gereği kendimize verdiğimiz değerin kat kat fazlasını karşımızdakine vermeliyizki yaşadığımız hayatın bir değeri olsun. Yoksa kendimize göre iyi dediğimiz ilaçların aslında hem kendimize hemde geleceğimize ne kadar zarar verdiğini bilmiyorsak ciddi manada bir insanlık sucu işliyoruz demektir.
DÜNYADA ARI İLAÇLARI:Dünyada ve Türkiye'de üretilen arı ilaçlarını BioHAYAT firması Ar-Ge müdürü

Vet.Hek. Harun KULOĞLU anlattı.
Dünyada kalıntı bırakmayan ürünlere doğru ciddi bir geçişin olduğunu, ilaç şekillerinde Türkiye'ye göre farklı formların bulunduğunu söyledi.
BioHAYAT olarak bu alandaki eksiği gidermek için yurt dışında üretilen bazı ilaçları getirmek ve olmayanlarıda kendimiz üreterek arıcıların hizmetine sunmak amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye'de 2000 çeşit hayvan ilacı olmasına karşın 24 arı ilacı bulunmakta ve bunların bir kısmıda ruhsatsız satılmakta...
Ne yazık ki ülkemizde bazı arıcı arkadaşlarımız deri tabahlama sanayiinde kullanılan 3 liralık oxalic acid'i "oksalik asid" varroa ilacı olarak satmakta veya kullanmakta, oysa arıda kullanılan oxalic acid gıdalarda kullanılacak kadar kaliteli olmalı. Son yıllarda büyükbaş hayvanlarda veya tarımda kullanılan bazı ilaçlarında arıcılıkta kullanılması maalesef çok büyük hatalara neden olacaktır. Tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de ilaçlarda organik üretime ağırlık verildiği görülmekte. Yakın zamanda arıcılıkta kullanılan bir çok yeni ve etkili ilaçları arıcılarımızın kullanabileceğini söyleyebilirim. BioHAYAT firmasına arıcılığa ve arıcılarımıza verdiği bu desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz.
Eğitim semineri sonrasında Çaycuma ilçemizde ARILIĞI bulunan Hasan KALPAKLI kardeşimin nazik davetine icabet ettik. Güler yüzle karşılandığımız arılıkta değerli kardeşim Ekrem KÖSE arı gibi etrafımızda dolaşarak bizleri çok mutlu ettiler. Oradaki yaşadığımız güzel anıların bizde kalması şartıyla ayrıldık ve eski sahil yolundan Zonguldak'a doğru yola çıktık. Değerli arıcı dostlarımızla ve bilim adamlarımızla harika bir gün geçirdik.
HER ŞEY AKLA MUHTAÇTIR, AKILDA EĞİTİME. Hz. Ali (ra)

18 Ağustos 2009

KONTROLE GİTTİK...

Bugün Zonguldak İl Tarım Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Müdürlüğünden Veteriner Hekimi Esra ASLAN ile birlikte AKS (arı kayıt sistemi) ye kayıtlı ve 2009 yılı desteklemeden yararlanacak olan ilimizdeki bir kaç arıcıyı ziyarete gittik.


İlk Fotoğraf Gelik beldesindeki arıcımız İrfan ÇOBAN 250 aktif kolonisi var ancak son yaptığı bölmeler destekleme kapsamına girmediği için 200 koloniden destekleme alıyor. Sağ taraftaki fotoğrafta Zonguldak İli Arı Yetiştiricileri Birliği 2. başkanı Ali ÇAKIR'ın arılığı, buradada aktif koloni sayısı 170 olmasına rağmen 150 koloniden destekleme alıyor. Fotoğrafta soldan sağa: Selahattin GÜNEY, Şaban GÜLSEVER, Ali ÇAKIR, Vet. Hek. Esra ASLAN ve Mehmet ÇOBAN

Vet.Hek. Esra Hanım kovanlardaki arı mevcudunuda kontrol etmek için bir kaç kovanı açtırdı, ve bizden çok kendisi merakla açtığımız kovanda ana arıyı görmek istedi. Ana arıda sanki bize inat işte ben burdayım ve bu yaşıma göre (ana arı yaşlandı) görevimi iyi yapıyorum dercesine yumurtlar halde bize poz verdi.

Vet. Hek. Esra hanım arıların hayatını iyice kontrol etmeyi kafasına koymuş, onlar kovanlara bakarken bende arılıktaki bahçede bulunan ve tropikal bir meyve türü olan pepino fidelerini incelemeye başladım. Bu gün bir çok arıcımızı kontrol ettiler ve bende yanlarında refakatcilik yaptım, uğradığımız arıcı kardeşlerimizin gösterdiği ilgi ve güler yüzden dolayı hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Akşamın geç saatinde büroya gelerek Perşembe günü Sayın Prof. Dr. muhsin DOĞAROĞLU, Pendik Araştırma Enstitüsü'nden kalıntı analiz uzmanı Sayın Dr.Vet.Hekimi Nurullah ÖZDEMİR hocamızında katılacağı "ARILARDA SONBAHAR BAKIMI, VARROA MÜCADELESİ VE BALDA KALINTI" konulu seminer için hazırlıklarımı sürdürdüm. Toplantı Bakacakkadı beldesinde 100. yıl hizmet ve tatil köyündeki tesislerin toplantı salonunda 20 ağustos 2009 perşembe günü saat 12.30 - 15.00 saatleri arasında yapılacak. TÜM ARICILARIMIZ VE ARI SEVENLER DAVETLİDİR...

10 Ağustos 2009

TEVAZU...

Değerli dostlarım, insan olmamızın gereği sevgi, saygı ve hoşgörülü olmaktır. Menfaatlerimiz doğrultusunda geçmişte iyi dediklerimize gün olupta kötü demek başkadır, çamur atmak başkadır. Benim yetiştiğim ortamda yapılan iyilikleri Allah rızası için yap sana yapılan kötülükleride unut denmişti ve o kültürle büyüdüm. Hayatımda hiç kimseyi aşağılamadım ve 53 yaşıma kadarda onurumla yaşadım, çevremdeki yakın dostlarımda iyi bilirlerki toplum içerisinde her zaman kendimi küçük görmüşümdür ama bu asla alçaklık anlamında değildir. Aslında yazacaklarım bu kadar değil, son zamanlarda adıma atfen yazılan yorumlar beni rahatsız ettiği için bu yazıyı yazdım. Yazıyı yazan kardeşimizede yazarak durumu anlattım, isterdim ki iyi veya kötü bir cevap yazsın maalesef gale bile almaması bana bu cevap hakkını verdiği kanaatindeyim. Bloglarda yazı yazmakla her şeyi biliyorum anlamına gelmez, ama bildiklerimizi paylaşmak bilmediklerimizi öğrenmek için çok iyi bir araç olduğu da inkar edilemez. Ancak yazarkende okurkende kimsenin şahsiyetiyle onuruyla oynama hakkınıda vermez....
Bu yazıyı okuduğunuzda bakın atalarımız birbirilerine nasıl muamelede bulunuyorlar, o nedenledirki onları toplum da büyük adam yerine koymuştur. Yoksa herkesin bir damla su kadar olduğunu tekrar yazmama gerek yok her halde...
TEVAZU...
Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektas Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektas Veli'ye anlatır ve Hacı Bektas Veli: - ' helal değildir ' diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve ayni durumu Mevlana'ya anlatır . Mevlana ise; bu hediyeyi kabul eder. Adam ayni şeyi Hacı Bektas Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar. Mevlana söyle der: - Biz bir karga isek Hacı Bektas Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir. Adam üşenmez kalkar Hacı Bektas dergâhı'na gider ve Hacı Bektas Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektas Veli'ye sorar. Hacı Bektas da söyle der: - Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.
Böylesi tevazu ve incelikle, birbirlerini yermek yerine yüceltebilmeyi becerebilen bir insan olmamız dileğiyle...

5 Ağustos 2009

KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN...

Rahman ve rahim olan Allahım, bu gecede sen biz insanların yari ol, yardımcımız ol, azımızı çok, noksanımızı tamam eyle, hanelerimize bereket , vücudumuza sıhhat, gönlümüze muhabbet ver, dertli kullarına deva, borçlu kullarına eda ihsan eyle, sen bizi bizden iyi bilirsin yarabbi bizim kalbimizden geçen ama dilimizle ifadeden aciz olduğumuz muradımızı lütfunla bahşeyle yarabbi. bu yazıyı okuyan dostlarım da amin diyeceklerdir inanıyorum çünkü ben duamı onlar ve tüm insanlar için ediyorum, duamı kabul eyle yarabbi. amin.
-- Kanat vardır doğan'ı sultana götürür, kanat vardır kuzgun'u leşe getirir... Bilgisiz kişiye öğüt vermek, çorak toprağa tohum atmak gibidir,,(Hz.mevlana)