25 Ekim 2009

KARA KOVAN...

Sonbahar geldi arılarda yaptığımız çalışmalar artık yoğun değil. Geçen hafta bitirdiğim arıcılık kursundan sonra bir gün tatil yaptım ve perşembe günü Karadeniz Bölge Komutanlığında askerlere arıcılık kursu vermeye başladım. Bu cumartesi, pazar yine evde izin yapayım dedim ama tam tersi çok yoruldum. Bahçede 10 kovan koyacak kadar bir yer kazıdım, yoruldum diye eve indim ama daha çok yoruldum. Uzun zamandan beri kapıda duran 2 adet kütük vardı, can sıkıntısı bir tanesini kapıya çıkardım ve başladım oymaya, marangoz bir babanın çocuğu olmak işimi kolaylaştırdı. Kovanı yapacağımı bir kaç arkadaşım biliyordu, Karakavuz köyündeki Adnan İLİK, abi bizde çok eski bir kovan oyma aleti var onu vereyim dedi, bu aletin tarihi 100 yıl civarında yani antika. Bu alet sayesinde çok kolayca kütüğü oydum. Şimdi mayıs ayında güçlü bir arıyı haketti. Başka çeşit modellerinde projesi hazır, ilk fırsatta onlar da yapılacak.
KÜTÜK BÖYLE OYULUR......

18 Ekim 2009

ARICILIK KURSU...

Gecen hafta başladığımız arıcılık kursunda anlatılanlarla ilgili bu hafta sonu uygulama yapmaya gittik. Uygulamalarımızı genelde kursa katılan arkadaşlarımızın köylerinde yapmaya çalışıyoruz, böylece değişik arılıklardaki uygulamalarıda görme şansımız oluyor. Uygulama gününe karar verdiğimizde, Ereğli Milli Eğitim Şube Müdürümüz Sayın İhsan DAĞLI, Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürümüz Sayın Kenan ÖZKAN bizimle beraber köye gelerek yaptığımız eğitim çalışmalarını yerinde gördüler. Kursa katılan arkadaşların bir çoğu ilk defa arıyı yakından görüyor olmlarına rağmen, anlatılanlardan ve gördüklerinden cesaret alarak arılı çerçeveyi ellerine aldılar. Uygulama esnasında yanımıza toplanan çocuklarla arıcılık konuşmaya çalıştık, inşallah geleceğin büyük arıcıları onlardan çıkar. Piknik havasında güzel bir öğlen yemeği yedik, ardından çay sohbetiyle günümüzü noktaladık. İnşallah katılan arkadaşlar için verimli bir gün olmuştur.

UYGULAMA ANINDAN BİR BÖLÜM.

12 Ekim 2009

GÜMELİ...

Dünyanın en güzel ülkesi olan cennet vatanımızın güzel yerlerinden birisi olan Gümeli Beldesi BÖLÜKLÜ YAYLASI. Daha önceden bu yaylaya çıkmak için konuşmuştuk bu hafta sonu karar verdik yaylaya çıktık. Karaelmas Ünüversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Erdal COŞKUN, eşi Tülin COŞKUN ve Karaelmas Ünüversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekan yardımcısı Doc. Dr. Abdurrahman ŞENGÜL ile birlikte önce Gümeli belediye başkanı sayın Ahmet SAYDAM'ı ziyaret ettik. Orada içtiğimiz çaylardan sonra yaylada bize rehberlik edecek olan Arıcı Hasan KOÇDEMİR ile birlikte 1630 rakımlı yaylaya doğru tırmandık. Yaylada tüm evler ahşapdan yapılmış, yaylanın ortasından kıvrılarak akan güzel bir su var. Belediye başkanı günübirlik gelenlerin kullanacağı fırınlar ve tuvaletler yaptırmış, yayla yolu çakıl serili her türlü araçla çıkılabiliyor. Yaylada oturan insanlar inanılmaz misafirperverler, akşamları açık alanda çayınızı içerken yalnız kalmıyorsunuz.
-
Yaylada çektiğim bir çok fotoğrafı sizlerle paylaşıyorum. Bir gün olurda yolunuz düşerse Gümeli Beldesi Belediyes başkanı Sayın Ahmet SAYDAM'ı ziyaret ederseniz yaylaya çıkmak ve konaklama konusunda her türlü yardımı alırsınız.
İŞTE YAYLADAN BİR KAÇ KARE FOTOĞRAF..................

9 Ekim 2009

ALLAH AKIL VERSİN...

Bir kaç yıldır kişisel gelişim seminerlerine katılıyor ve bu konuda yazılan kitapları okumaya çalışıyorum. Öğrendiğim ve faydalandığım çok şey oldu elbette. "DÜNYADA EN DEĞERLİ ŞEY BİLGİDİR" Bilgiyi bilenlerden yani bilim adamlarından alırsınız, ve büyüklerimizin öğrettiğine görede onlara saygılı olursunuz. Hz. Ali (Ra) "BANA BİR HARF ÖĞRETENİN KIRK YIL KÖLESİ OLURUM" diyecek kadar önemlidir ve kutsaldır. Aksini düşünmek serbesttir, herkeste bu konuda hürdür.
Bilime ve bilim adamlarına karşı gelirseniz ne olur ki ? Merak ettim aşağıdaki linkte buldum...
Cahil= körü körüne savunur. Savunduğunun ne olduğunu bilmez. Dayanaksız savunur. Savunduğunun karşısındakine küfür eder. Boş ve dünyadan haberi olmayandır. Terbiyesizin tekidir. Anlamsız kelimelerden müteşekkil cümle yapısı, konu ile ilgisi bulunmayan betimlemeler, niteliksiz yaklaşımlar, savunma merkezli ataklar, basit cevaplar, "şöyle daha çok alkış alır" seviyesizliğiyle tashih edilmiş sözler bu tarzın yolcusu cahilin cehaletini ele verir donelerdir.
Cehaletini kabul etmediği gibi; bir şeyleri bilgi çerçevesinde ele alan kişiyi takip ederek kendisine cevaplar yetiştirmek heveslisi olduğundan zihinde sadece komik bir anı olarak kalacaktır.

http://www.uludagsozluk.com/k/cahil/

4 Ekim 2009

PETEK SAKLAMA YÖNTEMİ...

Arıcılık işletmelerinde olmazsa olmaz olan ve her yıl alınması gereken petekler, arılar tarafından kabartılıp bal doldurulmakta. Ürettiği balı petekli satan arıcılarımız olduğu gibi petekleri süzerek süzme bal satan arıcılarımızda çoğunlukta. Bilindiği gibi arıcılar için en değerli malzemelerin başında elinde bulunan kabartılmış peteklerdir. Arılar bir kilo mum üretebilmek için iklimine göre 8 ila 20 kilo kadar bal tüketiyorlar. Tüketilen bu kadar balın alınabilmesi için mutlaka elimizde kabartılmış petek olmalıdır. Ancak kabartılmış peteklerin saklanması oldukça sorunlu, çünkü kabartılmış peteklerin içinde bulunan polenlerle beslenen mum güvesi ve ağ kurdu polenleri yerken petekleride kullanılamaz hale sokuyorlar. Şimdiye kadar bu zararlıları kovan içindeki arılara zarar vermeden öldüren bir ilaç hiçbir ülke tarafından üretilemedi. Kovanların içinde faaliyet göstermelerini önlemek için sonbaharda arıların işgal etmediği çerçevelerin kovandan alınması ve arıların sıkıştırılması gerekiyor. Arıların üzerinde olmadığı petekler mum güvesi ve ağ kurdunun gelişebilmesi için en uygun ortamlardır. Eğer gerekli müdahale yapılmazsa arılar kovanı bile terk ederler. Fotoğraf: http://halilbilen.blogspot.com/2008/08/gelenekselde-zor.html Balları alındıktan sonra ise petekleri saklamak için bir kaç yöntem var. Arıcılarımız genelde yalatmaya verdikleri çerçeveleri havalar soğuyuncaya kadar arıların üzerinden almıyorlar. Bazı arıcılarımız ise Kükürt yakarak saklamaya çalışıyor, etkili yöntem olmasına rağmen son derece tehlikelidir çünkü kükürt yandığı zaman açığa çıkan kükürtdioksit insanın ciğerlerine çok büyük zarar veriyor. Defne, kekik, nane, cevizyaprağı, ısırgan otu gibi aromatik bitkileri petekler üzerine koyarak saklamak ta kesin sonuç vermiyor. Üst üste dizilen kovanların içine dizilmiş peteklerin en üst kısmına 0,5 litrelik şişeler içinde veya bal koyduğumuz kavanozlara doldurulan formik asitler ilede petekleri saklamak mümkün olabilir, ancak sık sık asitin uçmadığı kontrol edilmeli ve kapalı ortamda olması iyi sonuç verir. Bilinen en etkili yöntemlerin başında petekleri derin dondurucularda bir gece bekletip büyük poşetlere koymak veya bir çok ilde uygulandığı gibi soğuk hava depolarında saklamak. Arılığını ziyarete gittiğimiz arıcı kardeşim Muhammet DURGUT bu işi kendisine soğuk hava deposu yaparak halletti.