30 Ocak 2010

KIŞ MANZARALARI...

Güzel ülkemizin değişik yörelerinde çok güzel kış manzaraları yaşıyoruz. Arılarımız ise çok yerde kış salkımına girmiş durumda. Böyle karlı havalarda yapılacak en doğru işlerin başında ise kar altında kalan kovanlarımızı kesinlikle açmamalıyız.
İlk fotoğraf sahile 150 metre mesafede bulunan benim arılık, ikinci fotoğraf benden daha yüksekte bir köyde olan arıcı kardeşim Fikret DEMİRCAN'ın arılığı. Bu gibi durumlarda kovanların üzerinde bulunan kar ağırlık yapmasın diye alınabilir çünkü bazen ağırlıktan kovanlar devrilebilir.

Karla kaplanan kovanların etrafı ve kardan kapanan uçuş delikleri açılmamalı, eğer kar erimişse veya kovanlar yüksek sehpalar üzerinde ise güneşi gören arılar dışarı çıktığında kar üzerine düşer. Kar üzerine düşen arılar tekrar kalkamayıp ölürler. Bu durumda kovanların önleri uçuş istikametinde ki karlar 3 - 5 metre temizlenmeli veya karın üzerine ot-saman gibi malzemeler atılarak düşen arıların ayakları ıslanmadan kalkmaları sağlanmalı. Fotoğrafta görüldüğü gibi bizim arılarımızda bu sorunu yaşadık, Bizim bölgede kovanlarımızda yavru hiç eksilmediği için düşen arıların içinde erkek arıların varlığıda görülüyor.

Arıcılar olarak sadece arılarımızı düşünmemeliyiz, sıcak evlerimizde otururken zor kış şartlarında dışarıda kalan insanları düşünelim, onlara destek veren kurum ve kuruluşlara gerekli yardımları elimizden geldiğince yapalım. Dili olmayan hayvanları düşünelim, evimizde soframızdan artan ekmek kırıntılarını yemeleri için birazcık karını temizlediğimiz yere artıklarımızı koyalım ki onlarda karınlarını doyurabilsinler. Üzerinde yaşadığımız bu Dünya tüm canlılarla bir bütündür.
Kış günlerinde evinizde balık tüketiyorsanız, sizlerle kendi yaptığım bir HAMSİ PİLAVI tarifini paylaşmak istiyorum. Ayıklanan hamsilerin kılçıkları çıkartılır, 20-30 tanesi unlanmadan tavada pişirilir. Çiğ olanları sırtları dışa gelecek şekilde borcam tepsiye dizilir, isteğe bağlı olarak 2-3 tane defne yaprağı konur. İçine konacak pilav ayrı bir kapta yarıya kadar pişirilir, suyunu çekmeye başladığında tepsideki hamsilerin üzerine bir sıra pilav üzerine tavada pişirilen hamsilerden bir sıra konur. Pilav ve hamsilerin konması sırasında 5-10 adet tane karabiber ve az kuş üzümü konur. En son olarak pilavın üzeri çiğ hamsilerle örtülüp fırına verilir. Hamsilerin üzeri kızarıncaya kadar yarı pişmiş olan pilav da pişmiş olur AFİYET OLSUN...

24 Ocak 2010

2010 YILI İLK KURS...

Geçtiğimiz yılın son ayında Eğitim Fakültesinde açtığımız arıcılık kursundan sonra büroda bir kurs açtık, bu kurs 2010 yılı ilk kursu oldu. Kursun son gününde Halkeğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürümüz sayın Kenan ÖZKAN kursiyerlerle tanışmak ve yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi vermek amacıyla bizi ziyaret etti. Kursa katılan arkadaşlarla mevsim itibariyle uygulama yapamadık ama ilkbaharda arılıkta daha uzun süre çalışmaya anlaştık.
Düzenlediğimiz kurslarda sadece arıcılık eğitimi verilmiyor. Sosyal hayatta lazım olan bir çok konuda bilgiler veriliyor. Tabi ki her konuda benim bilgim yok, ama bilgi sahiplerine ulaşarak onlardan bilgi vermelerini talep ediyorum. Bu kursumuzda orman-arıcı ilişkileri konusunda bilgi vermek üzere Kdz-Ereğli orman işletme müdürümüz sayın Kadir Aydın DOĞAN orman teşkilatı olarak yaptıkları çalışmaları anlattı. Kursiyer arkadaşların sorusu üzerine, fidanlıkta bulunan tüplü fidanlardan verebileceğini söyledi. Özellikle tüm Dünya'da olduğu gibi Ülkemizde de kurumaya başlayan kestane ağaçları için uluslar arası yapılan çalışmaları anlattı. Bilindiği gibi Zonguldak kestane balı üretimi konusunda önde gelen bir bölgedir. Tüm halkımızın kestane ağaçlarını daha çok korumalıdır dedi. Sayın müdürümün bu fikirlerini gönülden testekliyoruz ve yapaçakları çalışmalarda görev almaya hazırız. Geçmiş yıllarda olduğu gibi inşallah bu yılda isteyen arkadaşlarıma AKASYA, KESTANE, IHLAMUR ve YABANİ KİRAZ fidelerini göndereceğim.

22 Ocak 2010

KIŞTA ARILAR...

Kış mevsiminde bulunduğumuz bu günlerde Ülkemizin bazı yerlerinde kar yağarken bazı yerleride ilkbahar yaşıyor. Bilindiği gibi kar yer yüzünün yorganıdır ve toprağın dinlenmesini sağladığı gibi toprağın taban suyunu temin ederek ertesi yazın kurak olmasını önler, yani kar bolluktur, berekettir. Biz arıcılar arılarımızı kışa ne kadar iyi hazırlamışsak ertesi yıl o oranda verim alacağımızda kesindir. Ancak yapılan bazı hatalar vardır ki telafiside mümkün olmaz, bunlardan bir taneside kar atında kalan kovanlarımızın üşüyeceği düşüncesidir. Halbu ki kar yer yüzünün yorganıdır demiştik. Bu nedenle eğer arılarımızı dışarda kışlatıyorsak ve kar altında kalmışlarsa en güzel ve güvenli şekilde kışlayacaklarını unutmayalım. Kar altında kalan kovanlarımızın asla etrafını açmayalım, hatta uçuş delikleri kapanmışsa onlarıda ellemeyelim çünkü kar altında kalan arılarımız hem dışardaki soğuktan korunmuş olur hemde havalanmasını çok mükemmel yaparlar. Bu video değerli arıcı kardeşim Mustafa TATAR tarafından çekilerek bana verildi. Görüntüler 21. 02. 2008 yılına aittir ve o yıl hiç kayıp vermeden kışı çıkarttı. Konuşmalarında da dediği gibi bütün kurslarımda kovanların üzerlerindeki ve uçuş deliklerindeki karların temizlenmemesini söylüyorum. Her zaman dediğim gibi kayıpsız bir kış geçirmenin en büyük kuralı arılarımızı sonbaharda en iyi şekilde kışa hazırlamaktır. Unutmayalım ki EN İYİ BAKIM SONBAHARDA YAPILAN BAKIMDIR. Sizlere ve arılarımıza sağlıklı bir yaşam dilerim.

15 Ocak 2010

KOVAN ÖLÇÜLERİ...


Matematik öğretmeni Sayın Yaşar ALTINTAŞ hocama, okulun öğretmenlerinden atölye şefi Sayın Ekrem ÇAKMAK hocama bu ölçülerin ve çizimlerin hazırlanmasında ki yardımlarından dolayı teşekkür ediyorum. Yaşar ALTINTAŞ hocamın elindeki, Dünya'da ünüyle bilinen Devrek bastonu okuldaki bir öğretmenimiz tarafından yapılıyor. Hediyelik eşya olarak veya ihtiyacı olanlar sipariş verebilirler.



Değerli arıcı dostlarım merak edip kasnaklı kovanı yapmak isterseniz, kullanacağınız malzemeyi en iyi şekilde kesebilmeniz için ölçüleri bu şekilde kullanabilirsiniz. Yapacağınız kovan boyunu istediğiniz gibi seçebilirsiniz ama 90 santimden küçük yapmayın derim. Benim yaptığım kovanda kasnaklar kovana yapışık, kasnakla kovan arası boşluk olsun isteyen olursa son fotoğrafı kullanabilir.

11 Ocak 2010

ELİMİZDEKİ ELMASLAR...

-----------------------------Değerli arıcı dostlarım; Gecen yıl (2008 Ağustos) günü birlik beraber olduğumuz Susan COBEY ve Doç.Dr. İrfan KANDEMİR hocam ile uzun uzun arıcılık konuştuk. Elbette herkes yurt dışında olan arıcılığı merak ediyor, bu merak bende de oldukça fazla. Bu nedenle bulduğum her fırsatta bu soruyu soruyorum, aldığımız cevaplar çok ilginç... İşte işin içinde uzman olan Susan COBEY bakın ne güzel söylüyor, elimizde ki değerlerin kıymetini bilelim.... Elbette bir ıslah çalışması olmalı ama bunu yapacak kişilerin uzman olması çok önemli. Ticari mantıkla ortaya çıkacak olanlar asla ve asla olmamalı, bu konuda çalışacak olanlar çok sıkı denetimden geçmeli. Yanlış yapacak olanlara çok ağır cezalar verilmeli. Geçmiş yıllarda olduğu gibi ne olduğu belli olmayan ana arılar yüzünden bir çok arı kayıpları yaşanmasın. Biliyoruz ki dünya arıcılığında bizim kadar çok değişik ırkı barındıran başka hiç bir ülke yok, bu ırklarımıza MİLLİ DEĞER olarak sahip çıkmalıyız.

Not: Bu yazımı taslak olarak kaydetmiştim, bu güne yayınlamak nasip oldu. Önümüz ilkbahar arıcılarımıza belki faydası olur diye düşünüyorum.

3 Ocak 2010

ARI KREMİ...

Değerli gönül dostlarım, hepimizin bildiği gibi biz arıcıların bu mevsimde arılarla ilgili yapacağımız pek fazla bir şey yoktur. İş sahibi olup çalışan arkadaşlarımızında mevsim itibariyle belki bir hafta sonu evde geçebilir. Kış hazırlığı olarak arabası olanlar araba bakımlarını yaptırdı, lastikler kar tipi olanlarla değiştirildi, don olayına karşı antifirizler konuldu, evler için hazırlıklar bitti, vs. vs... Peki ya bizi dış etkilerden koruyan cildimiz için bakım ve onarım için ne yaptınız? Arabanıza istediğiniz yedek parçayı alabilir hatta arabanızı ve evinizi değiştirebilirsiniz amaaaa.....
Hazır soğuklar tam başlamadan gelin güzel bir cilt kremi yapalım. Sevdiklerinizle beraber sağlık ve mutluluk dolu günlerde kullanmanız dileğimle.
Gerekli olan malzemeler: 520 gram zeytin yağı (sıkma), 150 gram bal mumu, 240 gram yağlı lanolin, 100 gram bal, 400 ml %50 lik propolis (özel işlemlerle elde edilir) ekstraktı ve isteğe göre koku veren bir yağ (gül yağı, lavanta yağı, papatya yağı...) Öncelikle zeytin yağı benmari usulü (içi su dolu bir tençerenin içinde daha küçük tencere) kaynatılır içine bal mumları atılıp eritilir ve ateşden indirilir.
-
Eritilmiş olan bal mumunun içine lanolin katılır, eriyinceye kadar karıştırılır. Bir gece bekletilir, ertesi günü bal, propolis ekstraktı ve katılacak olan koku kreme yedirilinceye kadar karıştırılır.

Tüm malzemeler karıştırıldıktan sonra, istediğiniz ebattaki kaplara kremlerinizi doldurup sevdiklerinizle kullanabilirsiniz. Kışın bu soğuk günlerinde ellerinizi ve yüzünüzü hem koruyacak hemde besleyecektir. Son zamanlarda yaygın olarak konuşulan el temizliği açısından da çok yüksek oranda mikrop öldürücü olan propolisli krem harika olacaktır. Ayak mantarları ve sedef için de haricen güvenle kullanılabilir. Tamamen doğal bir krem, sağlık ve mutluluk dileklerimle.