21 Mayıs 2007

NASIL ARICI OLUNUR...!!!

Aydın ilimiz bir çok ürünü ile ün yapmıştır biliriz. Bu gidişle daha çok konularda da ün yapacak.
Uzun zaman önce bir vesile tanıştığım bir aileden bahsetmiştim ve bu aile
çoçuklarından birinin hastalığı sebebiyle benden kestane balı istemişti. Çok şükür çoçuk şimdi iyi, arkasından kaliteli balı nerden ve nasıl bulabilecekleri konu olunca bende en iyi balı kendi kovanınızdan üretirsiniz dedim. İyiki dedim, dostumuz eşi Arzu hanımla birlikte arıcılığa başladı ve kurallarınıda koydu. Bana yolladığı yazıyı aynen yayınlıyorum.
Sinan GÜLER'e bu paylaşımından dolayı teşekkürler... Başarılarının devamı dileğimle...

ARTIK BEN ARICI OLDUM
ARICI OLDUĞUNUZU NASIL ANLARSINIZ.???

15/05/2007
İşyerimdeyim ama kafam burda değil. Arılarımda . Nasıl yapsamda kaçıp gitsem diye düşünmeye başlamıştım ki birde baktım yoldayım. Doğru arılarımın yanına gidiyorum.

Kural 1: işyerinden çeşitli bahaneler ile ayrılıp arıların yanına gidilecek.

Yirmi dk sonra arıların yanındayım. Heyecan ile böldüğüm kovana bakıyorum. Ana arı çıkmış. Güzelliği göz kamaştırıyor. Şöyle derinden bir maşallah çektikten sonra öpüveresim de geldi. Ama arı bu sağı solu belli olmaz, deyip vazgeçtim. Diğer ana yüzükleride açılmış. Bizim arı oğul üstüne oğul verdiğinden içinde arı kalmamış . Tabii canım sıkıldı doğal olarak. Zayıf kovanların önünde içeriye arıların girmemesi için bir mucadele olduğunu gördüm . eyvah yağmacılık başladı herhalde diye düşündüm. Çünkü bölge olarak bahar bitti ve çiçek kalmadı. Hafta sonunda taşımaya karar verdim ama her halde beklemiyecek diye düşünüp, yarın akşam taşınayım. Deyip tüm kovanlara şeker şerbeti verdim.

Can sıkıntısı ve hayal kırıklıkları içinde eve döndüm.

Hava kararmak üzere cep telefonum çaldı. Arıyan yaylada ki arıları götüreceğim yerdeki arkadaşım. Heyecan içinde ağaçta oğul var. Alacakmısın dedi. Hiç düşünmeden olur dedim. Tamam biz alırız dedi ve Telefon kapandı ama bunlar arıcılıktan anlamaz nasıl alacak diye düşündüm. Yapacak bir şey kalmamıştı. Yüce rabbim acıdı herhalde oğul veripte giden arıların yerine nasip gönderdi diyede düşünmedim değil.

Doğru köye gittim. Yanıma boş bir kovan iki boş çıta ve şeker alıp. Yola koyuldum. Saat 22:10 çivarında oğul arının olduğu yere ulaştım. Oğulu almışlar bir şeker çuvalının içine koymuşlar ağzını bağlamışlar. Birkaç tanede arı sokmuş tabii. Havasız kalır çıkartalım kovanın içine koyalım dedim. Gerek yok bir sey olmaz dediler. Köylü adam bunlar pekde işlerine karışılmıyor. Bir şey diyemedim. Onlar alıp götürecek diye düşünüyor. Bende nereye götüreyim gece vakti diye düşünüyorum. Benim derdim. Arı ne olacak onlar bilgisayar derdinde. Saat 24 u yaklasmaya basladı. Burda bahce varmı dedim. Var tamam buraya koyalım dedim. Gece saat 00:30 u gosterdıgı sırada ben once çuvalın ağzını açtım. Anında hoş geldiniz deyip ellerim den öpmeye başladılar. Ayıp oluyor demeye kalmadan üst üste nasıl oluyor bunlar karanlıkta görüyor. Canım yanıyor. Çuvalın içinden dal parçasını çıkardım. Üzeri arı dolu. Bir salladım. Lop diye kovanın içine oturdu. Çuvalıda şöyle bir salladım. Kaçtım. Kim dediyse yalan söylemiş . bu arılar gece görüyor. Kovaladılar beni. İsabet bile sağladılar.
Kural 2: arıcılıkta yer zaman mevki konum diye bir şey yoktur. Arıcı her zaman her yerde ve her koşulda çalışan insandır. Gecenin bir yarısında bile oğul alır.
Herhalde gece yarısı ilk oğul yerleştiren arıcı diye de kitaplara geçeçeğiz. Olsun o kadar acemi ördek misali
Saat 02:00 civarında eve dönmek nasip oldu. Yorgun bır şekilde kendime zorla yatağa attım. Çalışma odamdayım. Masa lambasını yakmışım. Yanımda bir kovan duruyor. Çıtaları tektek alıyorum. Masa lambasınını ışığı altında kraliçeyi arıyorum ha tamam buldum. Ne kadar huzursuz olmus peteğin üzerinde koşturup duruyor. Aaaaa uçtu. Dur gitme . nereye gittin derken uyandım. Ne rüya imiş dedim.
Kural 3: Yattığınızda bile rüyanızda arı görüyorsanız. İşte arıcı oldunuz demektir. Yada arı ile kafayı bozmak üzeresiniz.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

bu güzel haber
keşke herkes kafayı arıcılıkla bozsa

Adsız dedi ki...

sen bi harikasın be abi bu iş hakikaten gönül işi.yoksa bunca şey mümkün deil ya çok yoğun bi tempo.bu iş önce büyük bi merakla başlar sonra eziyete dönüşür zorluklar falan derken çoğu küser.bence bi kimse iki sene üstüste hala bu işe devam ediyosa bak işte ondan adam olur yani arıcı olur.herkese selam.enbüyük arıcının çırağı mevreli(kıyıcaklı)Erkan KURT.