30 Aralık 2009

KARAKOVAN YAPIMI...

Bir kaç arkadaşım karakovan yapımı için bu kış çalışmaya başladı. Ben daha önce kütüğü oyarak nasıl yapılacağını yazmıştım, ancak herkesin bu şekilde kalın kütük bulması veya oyması zor olur diye şimdi daha basit bir yöntemle yaptığım kovanı anlatmaya çalışacağım. Bu kovan modelini sayın Tahsin UYSAL beyin blogundan kopyalamıştım, kendilerine teşekkür ediyorum:http://uysalbal.blogspot.com/2009/10/taklit-kutuk-kovan.htmlÖncelikle ölçülere uygun bir malzemeyi bulmak lazım. Çam, kavak, söğüt, ıhlamur, ladin, göknar, gibi yumuşak lifli ağaçlar tercih edilmeli. Ben Alaplı İlçesinde bulunan İMKB Sanat Okulun atölye şefi sayın hocam Ekrem ÇAKMAK beye konuyu anlattığımda yardımcı olacağını söyledi ve işe ağaç boylarını kesmeyle başladık.Sırada ağaçların ince şekilde biçilmesi ve verilecek açıda yatar dairede kenarların alınması var,Şimdi ağaç boylarının düzeltilmesine sıra geldi, babamın mesleği marangoz olduğundan olsa gerek ki elimiz biraz yatkın. Hocam hadi bunlarıda sen hallet deyip öğrencilerinin yanına gitti,

Okulumuzun 11. sınıf öğrencisi Esra YILMAZ kestiğimiz parçaları tutkallıyarak bize veriyor bizde 40 santim çapında kestiğimiz kapakların etrafına parçaları tel zımpa ile montalıyoruz,
Parçalar yapıştrıldıkca kovanın şekli ortaya çıkmaya başladı, son parçayıda yapıştırıp tutkalın iyi kuruması için dışından telle bağladık, eyvahhhhhh... hocam demez mi bu çok güzel oldu bunu vermeeeemmmm... hocam kurbanın olayım ölçüler sizde makineler sizde, istediğiniz zaman daha iyisini yaparsınız. Şimdi git 2 gün sonra gel dediler ve oradan ayrıldım.


Şimdi kovanın dış yüzeyinin düzeltilmesi işine sıra geldi, okulda ki öğrencilerin maşallahı var her işi çok iyi beceriyorlar. 11. sınıf öğrencilerinden Doğan Can TÜRKÖZ bu işimizide halletti. Son olarak kovanın menteşeleri, taşıma kulpları ve açıp kapamak için mandallarıda vidaladık.

İşte bitmiş hali....... Şimdi ilkbaharda bu kovana güçlü bir arı koymaya sıra geldi. İşin ayrıntıları; Bu kovanın içerisine bildiğimiz elek kasnaklarından sırasıyla dizilecek ve her kasnağa 1 santimlik kılavuz petek bağlanacak. Özellikle kasnaklar 37 mm eninde kesildi, kasnakların temininde emeğini esirgemeyen değerli arıcı Enver ÖNER ağabeyime sonsuz teşekkürler. Bende bu kovandan yapmak istiyorum diyen olursa, 40 cm ve 30 cm çapında iki ayrı kovan için teknik resimlerinin çizimini yayınlayacağım. Bu konuda yardımlarını esirgemeyen matematik öğretmeni Sayın Yaşar ALTINTAŞ hocama sonsuz teşekkürler.

25 Aralık 2009

POLEN LAZIM MI...

Bugün saat 14:30 da arıların yanına çıktım, arılar çok güzel çalışıyor ve polen taşıyorlardı. Koyu ve açık sarı polenlerin gelişi süper. Nerden gelir bu mevsimde bu polenler merak ederseniz eğer, bulunduğum yer orman içi sayılır 200 metre aşağıda deniz var ve diğer tarafları ormanlık alan. Hemen evimin karşısında yabani fındıklar var. Ormana giremedim ancak 15 metrelik uzaklıktan zumlayarak birkaç kare fotoğraf ve mini bir video çekimi yaptım.


Uzak mesafeden çektiğim için el titremesi oldu, ilkbaharda daha güzellerini çekerim inşallah...

20 Aralık 2009

KURULUŞ VE KURTULUŞ ŞEHRİ...

"Bir Rüyadan Doğan Devlet: OSMANLILAR"
Osman Bey, sık sık Şeyh Edebalı'nin ziyaretine gider, öğütlerini dinlerdi. Misafir olarak kaldığı bir gece, şöyle bir rüya görür:
Şeyhin koynundan çıkan bir ay, gelip kendi koynuna girer. Ay'ın girdiği yerden, göğsünden bir ağaç biter. Öylesine büyük bir ağaç olur ki; dalları kökleri tüm dünyayı sarar, gölgesinde toplanırlar. Ulu dağlara ve dağların eteğinden çıkan coşkun sulara hep o ağaç gölgelik eder.
Osman Bey rüyasını Şeyh Edebalı'ya anlatınca, büyük evliya rüyayı şöyle yorumlar:
"Oğul Osman, padişahlık, sana ve soyuna kutlu olsun. Kızım senin helalin oldu."
Bu güne kadar bir kaç kere Bilecik seyahatim olmuş Pazaryeri ilçesinde'de bir kaç gün misafir kalmıştım. Ama bu sefer ki seyahatim de çok daha değişik duygular yaşadığımı maalesef anlatamayacağım. Çünkü bu duygular anlatılmaz yaşanır.!!!
Cuma günü akşamı kalacağımız yer, güzel görünen mimari yapısı kadar güzel insanların olduğu bir bina. Tüm yetkililerine ve çalışanlarına en derin saygılarımı sunuyorum. Bu soğuk kış gününde sıcak kanlılıklarıyla bizi çok iyi ağırladılar. Akşam yemeğimizden sonra sıcacık odamızda mükemmel bir uyku uyuduk elbette, sabah kahvaltıdan sonra bir çok arkadaşımızla buluşacağımız Pazaryeri İlçesine doğru yola çıktık. Değişik İllerden günübirlik toplanmaya karar veren arıcı dostlarımızı bekletmeden yola girdik.
Bilecik toplantısında bir çok arkadaşımız görev aldı, ben kısaca emeği geçen herkesin gönlüne sağlık diyeceğim. Böylesi bir organizeyi yapmak gerçekten kolay değildi, sabah kahvaltısın, öğlen yemeği (açık alanda bu kadar insana yemek vermek kolay değil) hemde yöreye has ürünleri ikram etmek doğrusu inanılmaz bir güzellikti.
Neler oldu, neler yaşandı; bunu yazmak benim için zor sadece yorumsuz bir kaç kare fotoğraf yayınlayacağım. Yapılan etkinliğin görüntüleri elimize ulaştığında belki onlarıda yayınlarız.
İnşallah bu güzel organizasyonlar artarak devam edecek...

8 Aralık 2009

KURS BİTTİ, BİR İLK DAHA...

Birkaç yıldan beri Kara Elmas Ünüversitesi öğrencilerine arıcılık kursu veriyordum. Bu yıl Ereğli Eğitim Fakültesi öğrencilerine okul binasında tahsis edilen sınıfta kurs verdim. Türkiye'de ilk defa bir fakülte, öğrencilerine kendi arılarıyla kurs görme imkanı sağladı. Ereğli kaymakamı Sayın Osman EKŞİ ve HEM müdürü Sayın Kenan ÖZKAN'ın aldığı üç arılı kovanı Eğitim Fakültesi Dekanı sayın Prof. Dr. Erdal COŞKUN hocamız okula yakın bir araziye koyarak öğrencilere uygulamalı eğitim yapma imkanı sağladı. Arıcılığa gösterdiği bu yakın ilgi ve desteklerinden dolayı Sayın Kaymakamımıza, Halk Eğitimi ve Akşam Sanat Okulu (HEM) Müdürümüze ve Dekanımıza teşekkür ediyorum. İnşallah bu okuldan mezun olan öğretmen adaylarımız gittikleri yerlerde daha faydalı olacaklardır. Soldan sağa: Feyza TAZE (Ordu), Hasibe BOZKURT (Antalya), Birgül Özge KARAKELLE (Afyon), Mine ÖCEBEOĞLU (Zonguldak), Hanife ÇELİK (Denizli), Eyüp Şahin AVCI (Gaziantep), Zeki GÜRKAN (Düzce), Semra ÖRGE (Tekirdağ), Nevzat OĞUZ (Ereğli, Fakülte sekreteri), Pelin KURTOĞLU (Samsun), Prof.Dr. Erdal ÇOŞKUN Ankara, Dekan), Çicek AKAR (Mardin), Gönül TEKÇE (Zonguldak, görevli), Selahattin GÜNEY (Ballı baba), Aydın ARSLAN(Ereğli, görevli), Büşra CEYLAN (Ankara), Burak YÜCE (Elazığ) ve fotoğrafı çeken Aydın ÇİVELEK (Ereğli, güvenlik) Bu öğretmen adaylarımıza bundan sonraki hayatlarında başarılar dliyorum, her şey gönüllerince olur inşallah.

1 Aralık 2009

İŞTE ÖRNEK...

Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğü çalışmalarını zaman zaman yazıyorum. Bu gün Orman Bölge Müdürlüğü'nde bir dizi ziyarette bulunduk ve Yayla Orman İşletme Şefimiz Orman mühendisi Mehmet PINAR'ı da ziyarete gittik. Sayın şefim geçen yıl yaptıkları çalışmaları bu yıl katlayarak devam edeceklerini söyleyince, bende geçen yılın fotoğraflarını sordum. Bilindiği gibi Orman Genel Müdürlüğü aldığı kararlar doğrultusunda sosyal ormancılık faaliyetlerine ağırlık veriyor. Bu nedenle ilk yapılan çalışmalar içerisinde arıcıların orman alanlarından daha çok istifade etmesi planlanıyor. Ne yazıktır ki bazı bölgelerimizde arıcıların sonbaharda can simiti olan püren çalısı ve koçayemişler sökülerek yerine ağaç dikme çalışmaları yapılıyor. Çok iyi biliyoruz ki püren çalısı yetişen kıraç yerlere dikilen ağaçlar asla gelişmeyecektir. 16 şubat 2009 tarihinde yazdığım bir yazımın ayrıntılı haberini bu gün yazıyorum.
Türkiye'de sosyal ormancılık anlayışı içerisinde ilk defa Bölge Müdürlüğümüzün yaptığı bu çalışmaların bu yıl çekilen fotoğraflarını yayınlayarak takdiri siz okuyuculara bırakıyorum. Temennim odur ki bu çalışmalar tüm orman teşkilatına örnek olacak ve arıcılar için çok daha güzel çalışmaları hep birlikte göreceğiz.
İnşallah yaz mevsiminde bu ve yeni bakıma alınacak arazilere giderek uzak mesafeden fotoğrafları ben çekeceğim.

Bakımı yapılmış koçayemişler bizler için meyvelerini vermiş, arılarımız içinde çiçeklerini açmış durumdalar. Arazide boşluk olan yere yakın çevrede yaşayanların istifade edecekleri fıstık çamları dikilmiş durumda. Atalarımız ne güzel demişler:
"BAKARSAN BAĞ OLUR, BAKMAZSAN DAĞ OLUR"
Emeği gecen tüm ormancıların ellerine ve gönüllerine sağlık diliyorum. Bu güzel çalışmalar eminim ki bütün bölgelere örnek olacaktır. Arıcılarımıza sağlanan bu imkanlar aynı zamanda Ülke ekonomisine sağlanmış olcaktır...

26 Kasım 2009

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN...

Mübarek KURBAN Bayramının Size, Ailenize, Ülkemize ve Tüm İnsanlığa hayırlar getirmesini dilerim... Amin...Amin...Amin...

12 Kasım 2009

KURS BİTTİ...

Karadeniz Bölge Komutanlığında her dönem düzenlenen bir çok kurs var. Bunlardan biri olan arıcılık kursuna 21/10/2009 da başlamıştık. Dün arılıkta yaptığımız uygulamadan sonra bu akşamda kurs sonu sınav yaparak kursu bitirmiş olduk.
Soldan sağaön sıra: Sabri URGAN (Tokat), Hasan KÖMMECİ(Bursa), Bahtiyar CANLI (Sakarya), Mahmut KIRAN (Urfa), Mehmet ŞEN (Hatay), Mesut YILDIRIM (Gazi Antep), Feyyaz SÖNMEZ (Nevşehir), İsmail MERT (Anamur-Mersin), arka sıra soldan sağa: Mustafa ABA (Bingöl), Göksel KÜÇÜKKAYA (Çankırı), Hacı Bayram DEMİREL (Tokat) ve Mahsun DOĞUÇ (Diyarbakır). Ülkemizin değişik illerinden gelen bu arkadaşlara dilim döndüğünce arıcılığı anlatmaya çalıştım. Kurstaki amaç arıcılığı öğretmek değil (zaten ben bilmiyorum ki), amacım arıcılık işini yapmaya değermi sorusuna cevap aramaktır. İnşallah terhis olduklarında bu soruya verecekleri cevap doğrultusunda karar verecekler. Eğer arıcılık yapmaya değer derlerse mutlaka çevrelerinde arıcılık yapanları bulmalarını söyledim. Arıcılık denince elbette sadece arılar ve yaşantısı değil konular. Arıların yaşantısından öğreneceğimiz çok şeyin olduğunuda anlatmaya çalıştım. Dün hava biraz kapalı olmasına rağmen daha önceden planladığımız uygulamayı benim arılıkta yaptık. Ancak nöbet ve görevi olan bir kaç arkadaşımız katılamadı...


Hayattaki tek işimiz arılara bakmak değil ki, sadece arı eğitimi alalım. Yaşamanın temel şartlarından olan bir çok görevimiz var elbette, bunlarında uygulamalı eğitimi olmalı. Önce mangal yakılmasını bir görelim, sonrası devam eder...

Allah askerimize zeval vermesin. Maşallah her işi iyi beceriyorlar...

Bütün bu eğitimin bir parçası olan ARI ÜRÜNLERİ ve SAĞLIĞIMIZA FAYDALARI konusunu da uygulamalı olarak yaptık. Maalesef bu saatlerde ince ince yağmur başladığı için kapalı alandaydık ama uygulamaya engel değildi...

Mesaimiz bitti saat 14:00 asker arkadaşlarımızın akşam taburunda hazır olması gerekiyor. Birazdan askeri araç gelecek ama gitmeden kütük oymayıda merek ettikleri için kapıda biraz anlatmaya çalıştım ve son bir fotoğrafla evden ayrıldık. Araç gelene kadar beklemek yerine sahil boyu yürümeye başladık arkadaşlara sahilde çektiğimiz hatıra fotoğrafların yanında birde toplu fotoğrafı ben çektim. Tüm askerlerimize kazasız belasız hayırlı teskereler diliyorum...

9 Kasım 2009

KÜTÜK KOVAN...

Daha öncede bir kütük kovan oymayı yazmış ve videosunu yayınlamıştım. http://selahattinguney.blogspot.com/2009/10/kara-kovan.html
İşelerimizin az olduğu bu mevsimde boş vakitleri değerlendirmek için yaptığım ve yapacak olduğum bir kaç çeşit kovan modelim var bunlardan bir tanesinide bu hafta sonu yaptım. Bilindiği gibi oyularak yapılan kütük kovanların içerisini görme imkanı yok, bu nedenle ben son yaptığım kütük kovanı kapaklı yaptım. Burada dikkat edilecek konu kapağı kütüğün 3/1 kapak kalacak şekilde kesmek gerektiğidir. Arılar kütük kovanlarda ördükleri petekleri kütüğün altından 3/1 lik kısmı yapıştırmadan ördükleri için çalışma kolaylığı sağlıyor. Bu nedenle kütüğün kapağı altta kalması gerekiyor, kontrol yapılacağı zaman kovan ters çevrilerek kapak açılıyor ve içerisindeki peteklere istendiği şekilde müdahale edilebiliyor. İlk arı konduğunda petekleri kapağın duruş şeklinde (kalkan) yapması için mutlaka 2-3 adet kılavuz temel petek bağlanması gerekiyor ki yukarıda fotoğragda görüldüğü gibi petekleri düzgün örsünler. Geçmiş yıllarda bu kovandan kestiğim bir peteğin 9 kilo olduğunu görmüştüm.

OYULMUŞ VE OYULACAK OLAN KÜTÜKLER...
Fotoğrafta üç ağaç görünüyor, bunlardan birisini daha önce oymuştum. Bu hafta sonu oyduğum kütük kovan menteşeli kapağı ile bitmek üzere Dikine duracak şekilde yapacağım bir başka kütük, yarıya kadar oyulmuş geniş kısmı alta gelecek. Dik duracağı için önden ve arkadan kapaklı olacak üzerine çatı yapılacak ve petekleri dikine uzun bir şekilde görülebilecek. Bu kovanların arılı halinide inşallah ilkbaharda takip ederiz.

7 Kasım 2009

HER ŞEY BİZİM İÇİN...

Uzun zamandan beri davet edilmemize rağmen bir türlü ziyaretine gidemediğimiz Nihat ÇAKMAK kardeşimize pazar günü gitmeyi planlamıştık. Ben İzmit teminaline kadar gittim, Veteriner Hekimi Harun KULOĞLU ve Veteriner Hekimi Ömer PEKCAN İstanbuldan oraya geldiler. Havanın kapalı olmasına rağmen biz gitmeyi planlamıştık. İznik çok eski bir yerleşim yeri; çinisi, zeytini, üzümü ve gölü ile meşhur şirin bir ilçe. Bütün bunların yanında insanların sıcak kanlılığı ve misafirperverliğini anlatmaya gerek yoktur elbette. Mevsim itibariyle üzümlerin toplandığı, zeytinlerin toplanmaya başladığı bu günlerde Nihat kardeşimiz bizim için iki ağacın üzümlerini toplamamış. Üzümü dalında toplama zevkini böylece biz de yaşamış olduk. Zeytin tarlalarında ise ağaçların dallarında yeşil ve siyah zeytinlerin görüntüsü muhteşemdi. Bu yıl zeytin seyrek ama iri diyordu Nihat. Tarlaya girdik ya biraz yeşil birazda siyah zeytin topladık, zeytin dalında süper görünüyor ama yenebilmesi için işlem görmesi ve uzun bir zaman geçmesi gerekir.

Nihat ÇAKMAK Arıcılık yapıyor ve iyi bir çiftçi, genişçe arazileri var. Bursa Arı Yetiştiricileri Birliği üyesi. İznik - Bursa arası arıcıların yorulmaması için ilçede İznik Arıcılık Derneği'ni kurdular. Derneğin kurucularından ve başkanlığını da yürütüyor. Bizler yol kenarındaki tarlaya girdik diye devriye gezen Jandarma aracı yanımızda durdu ve tarla sahibini sordu. Nihat bizim tarlamız, sahibiyim dedi kimliğini gösterdikten sonra Jandarma yanımızdan ayrıldı. Yoldan geçenlerin tarlalara zarar vermemesi için sürekli devriye gezen Jandarmamıza hayırlı mesailer diliyorum. Ziyaretimizi bitirdik ve dönüş yoluna girdik, arabada konu konuyu açıyordu. Yalovaya girdiğimizde hava kararmak üzereydi, Karamürselde telefonum çaldı....
HAYATIN GERÇEKLERİİİ....HEM GÜLERSİN HEMDE AĞLARSIN...
İstanbul Küçük çekmece'de yaşayan amcamın vefatını bildirdiler. Pazartesi günü cenaze defin işlerinden 3 gün sonra Ereğli'ye döndüm. Bu süre içinde haberi duyarak gerek e-mail ile gerekse telefonla arayan tüm dostlarıma teşekkür ediyorum. Allah cümle geçmişlerimize rahmet eylesin...

25 Ekim 2009

KARA KOVAN...

Sonbahar geldi arılarda yaptığımız çalışmalar artık yoğun değil. Geçen hafta bitirdiğim arıcılık kursundan sonra bir gün tatil yaptım ve perşembe günü Karadeniz Bölge Komutanlığında askerlere arıcılık kursu vermeye başladım. Bu cumartesi, pazar yine evde izin yapayım dedim ama tam tersi çok yoruldum. Bahçede 10 kovan koyacak kadar bir yer kazıdım, yoruldum diye eve indim ama daha çok yoruldum. Uzun zamandan beri kapıda duran 2 adet kütük vardı, can sıkıntısı bir tanesini kapıya çıkardım ve başladım oymaya, marangoz bir babanın çocuğu olmak işimi kolaylaştırdı. Kovanı yapacağımı bir kaç arkadaşım biliyordu, Karakavuz köyündeki Adnan İLİK, abi bizde çok eski bir kovan oyma aleti var onu vereyim dedi, bu aletin tarihi 100 yıl civarında yani antika. Bu alet sayesinde çok kolayca kütüğü oydum. Şimdi mayıs ayında güçlü bir arıyı haketti. Başka çeşit modellerinde projesi hazır, ilk fırsatta onlar da yapılacak.
KÜTÜK BÖYLE OYULUR......

18 Ekim 2009

ARICILIK KURSU...

Gecen hafta başladığımız arıcılık kursunda anlatılanlarla ilgili bu hafta sonu uygulama yapmaya gittik. Uygulamalarımızı genelde kursa katılan arkadaşlarımızın köylerinde yapmaya çalışıyoruz, böylece değişik arılıklardaki uygulamalarıda görme şansımız oluyor. Uygulama gününe karar verdiğimizde, Ereğli Milli Eğitim Şube Müdürümüz Sayın İhsan DAĞLI, Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürümüz Sayın Kenan ÖZKAN bizimle beraber köye gelerek yaptığımız eğitim çalışmalarını yerinde gördüler. Kursa katılan arkadaşların bir çoğu ilk defa arıyı yakından görüyor olmlarına rağmen, anlatılanlardan ve gördüklerinden cesaret alarak arılı çerçeveyi ellerine aldılar. Uygulama esnasında yanımıza toplanan çocuklarla arıcılık konuşmaya çalıştık, inşallah geleceğin büyük arıcıları onlardan çıkar. Piknik havasında güzel bir öğlen yemeği yedik, ardından çay sohbetiyle günümüzü noktaladık. İnşallah katılan arkadaşlar için verimli bir gün olmuştur.

UYGULAMA ANINDAN BİR BÖLÜM.