31 Ocak 2008

ALEMDAR...

KAHRAMAN ALEMDAR
Tarih 5 Şubat 1921 her yer kapkaranlık. Alemdar gemisinin kahraman denizcileri civarda karakol yapan gambotların arasında karşı sahilden verilecek işareti bekliyor. Heyecanla beklenen işaret sonunda geldi. Çarkçı başı Osman Efendi herkes görevinin başına diye gürledi ölmek var, dönmek yok bismillah vira. Bu komut yetmişti yurtsever ve yürekli denizcilere.
Hava daha da soğumuş zehir zemberek dedikleri cinsten bir hal almıştı. Bir de sert bir karayel vardı ki gecenin bu saatinde, Karadeniz'den gelip Boğaz'ın karanlığa bürünmüş suları, üzerinde binlerce iğne varmışçasına, insanın yüzüne art arda tokat gibi çarpması karşısında yapacak hiç bir şey yoktu. Fakat onlar, denizi bilmeyen, denizi sevmeyen, deniz adamı olmayanların bir saniye dahi dayanamayacağı bu acının farkında bile değillerdi.
Hani bir söz vardır denizciler hırçın ve fırtınalı denizleri, analar doğum sancılarını unutmasalardı eğer, bu ülkede ne denizci ne de vatan evlatları yetişirdi.
Göreleli ateşçi Yusuf, küreğine doldurduğu kömürü daha bir keyifle, daha bir hızlı atıyordu ocağın içine. Eskiden, her üç dört kürekte bir nefeslenmek için durur, ateş yavaşlamaya başladığında birkaç kürek daha atardı. Oysa şimdi kazana her kürek sallayışında böylesi bir işi yapmanın mutluluğunu iliklerine kadar hissediyordu.
Gemi Kuruçeşme önlerinden Boğaz'ın karanlık sularını yara yara Karadeniz'e doğru yol almaya başladığında mangal yürekli dokuz denizcinin yürekleri daha bir hızla çarpmaya başlamıştı. İyice azıtan karayel sinek vızıltısı gibi geliyordu onlara. Güverte ışıkları yanan, fırtınadan korunmak için kıyıya yakın demirlemiş İngiliz gambotunun önünden tam yol geçerlerken Recep Kahya, Rıfat Reis endişeyle gambota bakıyorlardı. Gecenin zifiri karanlığında deniz üstünde, daha Karadeniz' e varmadan, Boğaz sularında İngilizlere yakalanmak, çıkılan bu yolda ölmekten beterdi onlar için. Gambotun yerinden hiç kıpırdamadığını fark elli Recep Kahya. Üstelik baş üstünde kendilerine beyaz bir şey sallayan birisi vardı. İngiliz gemilerinde çalışan, Türkler vardı. Onlar bu gece Boğaz' dan Karadeniz' e çıkacak olan cephane yüklü Alemdar gemisinden haberdardı ve haberdar oldukları için de kendilerince gerekli önlemi almışlardı.
Şile, Ağva, Kefken, Akçakoca, Alaplı derken 6 Şubat 1921 öğle saatlerine doğru Ereğli önlerine gelmişlerdi. Günün bu saatlerinde Keşif tepe üzerindeki nöbetçilerin allığı birkaç el tüfek sesi ve ufuk çizgisi üzerinde gözüken Alemdar, sabahın ilk saatlerinden bu yana havanın ayazına aldırmadan kıyıda bekleyen Milli Mücadele kuvvetlerini büyük bir sevince boğmuş, Karadeniz Ereğli halkı sanki bir bayram günü coşkusu yaşamaya başlamıştı.
Karadeniz'in fırtınası yaman olur.
İşte bu havalarda, Yer küre tarihinin tanık olduğu en kutsal, en haklı ve destansı savaşı olan kurtuluş savaşı süresince Düşman gemileri kıyıda ve limanlarda kalmışlar, denize açılmamışlardır. Fakat Türk denizcileri ise tam tersine, böyle azgın havalarda denize çıkarak ve dev dalgalarla pençeleşe pençeleşen, karadaki kuvvai milliyetçilerin ve Kemalistlerin beklediği silah ve cephaneleri emredilen limanlara ulaştırmışlar ve tüm Karadeniz sahili boyunca hıyanet eden ermeni ve Rum çetelerinin canlarına ot tıkamışlardır.
İşte kurtuluş savaşını bize kazandıran ruh bu ruhtur.
Alemdarın ve kurtuluş savaşımızın kahraman denizcileri sizleri saygı ve minnetle anıyoruz ruhlarınız şad olsun.
Tüm yurtsever Türk denizcileri denizleriniz sakin, rüzgarınız kolayına, pruvanız neta, bahtınız açık olsun.

24 Ocak 2008

ÇANAKKALEM...

ÇANAKKALEM

ÇANAKKALEM GÜZEL YURDUM
VATANIMIN TOPRAĞI
MEHMEDİMİN OTAĞI
SANA MİNNETTARIM
-
MİNNETTARIM SANA YILLARDIR
MEHMEDİMİ ALDINYA KOYNUNA
ATMADIN YADELLERE BÜYÜTTÜN
BAĞRINDA ANA ŞEFKATİYLE

TOPRAĞIN YORGAN
KARATAŞIN YASTIK OLDU YILLARDIR
MEHMEDİM UYUYOR BEDENİNDE
MEHMEDİM SANA TANRI MİSAFİRİ

SEN NE BÜYÜKSÜN ÇANAKKALEM
SEN NE KADAR ULVİ
SEN ANADOLU DA YOKSUL HANESİNE
“BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE GELDİN”
BUYUR TANRI MİSAFİRİM DİYEN
MEHMET EMİMDENDE BÜYÜK
VAR MEHMET EMİMİN HANESİNDE
BİR İKİ YATAK
SENDE DAĞLAR KADAR

SEN NE KADAR YÜCESİN ÇANAKKALEM
“NE OLURSAN OL YİNE GEL “DİYEN
YÜCE MEVLANADAN DA YÜCE
SEN DOST KADAR DÜŞMANINI DA SARAN
ÇOK YUFKA YÜREKLİSİN ÇANAKKALEM

AH ÇANAKKALEM AH
YILLAR ÖNCE ANADOLUM DAN
KOŞUP SANA GELENLER VARDI YA
HANİ KOYNUNDA YATIP REHİN KALANLAR

ONLAR DA NE YÜREK VARDI GÖRDÜN MÜ?
YA O YÜREKLER DE NE ASLANLAR YATTIĞINI.
AH ÇANAKKALEM
O YÜREKLERDE NE VATANLAR, NE ANALAR
NE FATMALAR NE AŞKLAR VARDI
BİR KARIŞ TOPRAĞA ALDIN YA ELLERİNDEN
ONLAR NE YÜREKLERDİ GÖRDÜNMÜ?

YA GÖRDÜNMÜ ÇANAKKALEM
O YÜREKLERE ANADOLUMUN NASIL YANDIĞINI
GÖRDÜNMÜ?
NİCE GÖZYAŞI AKTI ANADOLU DA
NİCE YETİMLER NİCE GELİNLER BOYUN BÜKTÜ
GÖRDÜN MÜ?

YA ŞİMDİ GÖRÜYORMUSUN ÇANAKKALEM
O YÜREKLERE ANADOLUMUN HALA YANDIĞINI
ONLAR İÇİN CAN VERİP CAN ALDIĞINI
GÖRÜYORMUSUN?

Hüseyin İSPİRLİ 18 MART 1995 / BAFRA
Dün yayınladığım Çanakkale yazısından etkilenerek, yazdığı bu güzel şiiri bizimle paylaşan değerli arıcı dostuma teşekkür ederim. http://www.huseyinispirli.blogspot.com/

23 Ocak 2008

ÇANAKKALE...

Karadeniz Bölge Komutanlığındaki kurstan çıkınca biraz yürüyerek, Karadeniz Ereğli Belediyesi tarafından Atatürk Kültür Merkezinde açılan çanakkale sergisine gittim. Neler gördüğümü ve hissettiklerimi anlatmam imkansız, çektiğim birkaç fotoğrafı paylaşmak istedim... Kelimelerin ifadede yetersiz olduğuna inanıyorum. Bu tür sergileri kaçırmayalım, içeride Çanakkale marşları çalıyor ayrı bir bölümde slayt gösterileri var. Oturma yerleri konmuş son derece nezih bir ortamda izleme imkanı sunulmuş.


Beş günde otuzbin kişinin gezdiği sergiye inanılmaz ilgi var, ziyaretçiler arasında beni duygulandıran Zeynep Sena SARI annesinin eline tutmuş her bölümde soru soruyordu. Tarihimizi bu yaşlarda öğrenmeye çalışması ne kadar güzel, tabiki buna vesile olan duyarlı annesini tebrik etmek lazım.

FOTOĞRAFLARI BÜYÜTMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN.


Karadeniz Ereğli Belediyesi'ne bu çalışmalarından dolayı, halkımızada yoğun ilgisinden dolayı teşekkür ediyorum.

22 Ocak 2008

ARICILIK KURSU...

Karadeniz Bölge Komutanlığı bünyesinde açtığımız arıcılık kursuna katılan kursiyerler.Öndekiler, soldan sağa: Yusuf MERCİMEK (Kahraman Maraş), Burhan TOPRAK (Gazi Antep), Astsb.kd.bşçvş.Duran DOĞANAY (Kırıkkale), Selahattin GÜNEY, Vet.hek. Teğmen Hüseyin KUŞTİMUR (Gazi Antep), Adil KESKİNER (Van)
Orta sıra soldan sağa: Engin ATLAS (Diyarbakır), İmdat YALÇINYİĞİT (Trabzon), Yunus KILIÇ (Adıyaman), Fatih SARITAŞ (Isparta), Gökhan TOSUN (Trabzon), Mehmet HAMURCU (Gazi Antep)
Arkadakilar soldan sağa: Eşref ER (Uşak), Yakup OKTAY (İzmir), Murat ABAY (Mardin), Emre KILIÇ (Trabzon), Erdinç DORUK (İstanbul), Özkan AYDEMİR (Isparta). Burada arıcılığın temel eğitimini alan bu gençlerimiz inşallah gittikleri yerlerde bir ışık gibi etraflarını aydınlatacaklar. Tüm askerlerimize hayırlı teskereler diliyorum.

21 Ocak 2008

ÖĞRETMEN YAKASI...

Tabiatta o kadar çok güzellikler var ki... Belki bakınca göremiyoruz, görüncede algılayamıyoruz. Bulunduğumuz yerde ormanlık arazilerde yetişen bu güzelim bitkinin adını bilmiyorum. Eskilerimiz buna ÖĞRETMEN YAKASI derlerdi. Çocukluğumdan hatırlarım öğretmenlerimiz köyümüzün en şık giyinenleri olurdu ve son derece bakımlıydılar. Bizlerde büyüyünce onlar gibi olmak isterdik....hey gidi günler heyyy... Dün ormana yürüyüş için gittik ve bu güzelim bitkilerin fotoğrafını çektim. Bizlerin bu günlere gelmemizde çok büyük emeği olan öğretmenlerimize selam olsun. Hepsinin ellerinden öpüyorum...
TÜM ÖĞRETMENLERİMİZE ARMAĞAN OLSUN...

20 Ocak 2008

BU GÜN ARILAR...

Arılarıma uzun zaman bakamamıştım. Kar yağdı, kurslar ve toplantılar vardı. Bu gün hava açık birazda sıcaktı. Hem arılıkta dolaşayım hemde bir kaç kovana bakayım dedim, bir çoğu üzerindeki kekleri bitirmiş. Görüntü süperdi bazıları çalışıyor, gölgedekiler hariç. Sonbaharda bal kemeri iyi oluştuğu için açlıktan ölen yok. Bu gidişle bahara kayıpsız çıkarız inşallah. Yabani fındıkların püskülleri iyice açtı, defneler tomurcukta, kocayemişlerde hala çiçek var. Arılar hala polen bulabiliyorlar. Yavru durumuna bakamadım ama önümüzdeki sıcak günlerde onuda kontrol edeceğim.

15 Ocak 2008

FARENİN ZARARI....

Başarı küçük ayrıntılarda saklıdır, unutmayalım. Arılı kovanların kışa girerken gerekli bakımını yapmak yeterli diye düşünmeyin. Kovan uçuş delikleri mutlaka daraltılmalıdır, ancak bununda bir ölçüsü vardır. Arılı çerçeve başına bir santim olarak hesaplanır. Eğer siz daraltma yapmazsanız arılar propolis ile zaten daraltır, burada pek sorun yok gibi görünsede esas sorun uçuş deliğinin yüksekliğidir. Biliyoruz ki arılar 4.2 milimetrelik deliklerden rahatlıkla çalışırlar, buna göre deliğin yüksekliği 6-8 milimetre gibi olması çok uygun olur. Aksi halde yüksek olan uçuş deliklerinden içeriye bazı canlılar girebilir. Kış aylarında en çok fareler kovanları tercih ederler ve büyük zararlar verirler. En kötüsüde içerdeki polenli petekleri yemeleridir, videoda görüldüğü gibi arılarınızda ölürler. AMAN DİKKAT... Birde unutmayın fareler içeride idrarlarını bırakırsa sağlık açısından çok tehlikeli olduğu gibi aynı kovana arı koysanız bile arılar kovanı terk ederler. Bu görüntüleri bizimle paylaşan değerli arıcı kardeşim Fikret BAYDEMİR'e teşekkür ediyorum. Arılığı inanılmaz güzel bir yerde, ama orman bölgesi olduğu için bu sorunlardanda kurtulması biraz zor.

11 Ocak 2008

ARICILIK KAYIT SİSTEMİ - (AKS)

Arıcılık Kayıt Sistemi'nin tanıtımı ile ilgili 10,01,2008 tarihinde Ankarada Tarım bakanlığı Atatürk Konferans salonunda; çağırılan 42 Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanlarının yanı sıra her il'den Tarım Müdürlüğünde görevli bir ziraat mühendisi veya bir veteriner hekimin katıldığı toplantıda verilen bilgilere göre;

PROJENİN AMACI
> Ülke kovan varlığını, barkot sistemi taşıyan plakalarla tanımlamak,
>Merkezi kayıt sistemi kurularak, tanımlanan arıcı ve kovanları sisteme kayıt edip veri tabanını oluşturmak,
>Kurulan sistemle; gezginci arıcılıkta kovan hareketlerini kontrol altına almak,
>Desteklemeleri sağlıklı bir şekilde üreticiye yansıtmak,
>Desteklemelerde haksız yere alınan hak edişleri engellemek,
>Kovandan sofraya kadar bal ve arı ürünlerini takip etmek,
>Ülkemiz insanının bal ihtiyacını iç üretimden sağlıklı, güvenli ve düşük maliyetle temin ederek, üretici ve tüketici memnuniyetini sağlamak.

PROJENİN UYGULAMA ALANI
>Proje ülke genelinde uygulanacaktır. Tüm arı kolonileri ve arıcıların kayıt altına alınması hedeflenmektedir.
>Arı Yetiştiricileri Birliği kurulmuş olan pilot iller uygulama için şeçilerek ve uygulamalar bu illerde başlayaçaktır.
>Proje; Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği'nin sorumluluğunda yürütülecektir.
Tarım Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Üretim Genel Müdürü (TÜGEM) sayın Dr.Cevdet AKDENİZ yaptığı açılış konuşmasında katılımcılara gerekli açıklamaları yaptı. Konu uzmanlarıda slytlarla uygulamanın nasıl yapılacağını anlattılar. Burada çektiğim video görüntüyüde yayınlayacağım.
Zonguldak İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Selahattin GÜNEY ve İl Tarım Müdürlüğü Hayvan sağlığı şube müdürlüğünden Veteriner Hekim Esra ASLAN Toplandıya katıldılar. Tüm arıcılarımız konu ile ilgili daha ayrıntılı bilgileri İl Tarım Müdürlükleri ve Arı Yetiştirici Birliklerinden almaları mümkün.

9 Ocak 2008

EĞİTİME DEVAM...

Yeni yılda çok yoğun bir eğitim programımız var. Bunlardan ilki Karadeniz Bölge Komutanlığında başlattığımız temel arıcılık kursu bu gün başladı. Ülkemizin değişik illerinden gelen askerlerimize burada eğitim vermek ve onlarla tanışmak bizim için bir onurdur. Kursa katılanlar ana arı, polen, arı sütü, bal, oğul arı (paket arı) ve koloni yönetimi ile ilgili bilgileri öğrenerek inşallah gittikleri yerlerde birer örnek olarak, hem aile ekonomilerine hemde Ülke ekonomisine faydalı olacaklardır. Katılan arkadaşlarımızın bir kısmı arıcılık yapıyor zaten.

4 Ocak 2008

ARICILIK KAYIT SİSTEMİ...

TC. TARIM VE KÖY İŞLERİ BAKANLIĞI Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü; Tarafından yollanan yazı aşağıdadır.
Bakanlığımız ve Arı yetiştiricileri Merkez Birliği tarafından, arıcılık sektörünün içinde bulunduğu sıkıntıların çözümlenmesine katkı sağlayacağı düşünülerek hazırlanan, Arıcılık Kayıt Sistemi Projesinin alt yapısı tamamlanarak uygulama aşamasına gelinmiştir. Söz konusu proje ile yapılan desteklemelerin amacına ulaşması, gezginci arıcıların konaklama sorunlarının çözülmesi, arı nakillerinin sağlıklı ve kontrollü bir şekilde yapılması, ıslah programlarının yaygınlaştırılması ve bal haricindeki diğer arı ürünleri üretiminin artırılması amaçlanmaktadır.
Yürütülen proje kapsamında İliniz, uygulama yapılmak üzere seçilen ve arıcılık kayıtlarının sisteme girilmesi hedeflenen İller arasındadır. Bu kapsamda kayıt sistemi, arıcı ve kovanların tanımlanması, sistemin çalışması konularında tanıtım ve eğitim toplantısı yapılaçaktır. 10/01/2008 tarihinde saat 10:00 da Bakanlık Atatürk Konferans Salonunda düzenlenecek olan toplantıya İl Müdürlüğünüzden arıcılık konusunda çalışan bir mühendis yada veteriner hekim ile birlikte İl birlik yönetim kurulu başkanı, bunun mümkün olmaması halinde bir yönetim kurulu üyesi ve il birliğinde görevli bir mühendis yada veteriner hekimin katılımının sağlanmasını rica ederim.
Adı geçen plaka örneği: Kovanlara çakılacak olan bu plakada Tarım ve Köy işleri Bakanlığı logosu, Ülke adı olarak TR ve il trafik plaka sıra numarası, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği logosu ile birlikte arıcının bilgileri olan barkotun altında kovan numaralarıda bulunuyor.
TÜM ARICILARIMIZA HAYIRLI OLSUN.

3 Ocak 2008

ÖRNEK ARICI...

Hasan KALPAKLI 1958 doğumlu, arılardan elde ettiği gelirle çoçuklarının eğitimini rahatlıkla yaptırıyor. İlköğretim son sınıfta okuyan Ebru, Balıkesir'de Türkçe öğretmenliği okuyan Emrah ve Denizcilik okulunu bitiren Kerem adında üç çocuk babası, iyi bir aile reisi. Zonguldak Çaycuma ilçesi Akpınar köyünde ikamet ediyor. 1992 yılında arıcılığa başladı, 2002 yılından beride profesyonel olarak çalışıyor. Bölgede sevilen ve iyi çalışan bir arıcı kardeşimizdir. Cuma dergisinin Aralık sayısında çıkan bu güzel yazısını bizimle paylaştığı için teşekkür ediyorum. Not: Yazıları okumak için üzerini tıklayın.

1 Ocak 2008

NAR VAR NAAARRR....



Gezmeye gittiğim yerde gördüm çok hoşuma gitti, saksıda yetiştiriliyor ve boyu kısacık oluyor. Banada bir saksı verdiler çok küçüktü bu yıl meyvesini gördük. Çiçekleri de çok güzel, meyveleri daha da güzel görünüyor. Bu gün 2008 yılının ilk günü balkonda saksıda narlarımız var. Benim en çok sevdiğimiz meyvedir ve bir çok derde deva oluşu ilgiyi daha çok artırıyor.