Arılara kış bakımı yapılırken en çok karşılaştığımız sorulardan birisi ben arıya ne kadar şurup vereyim? Bir çok kaynakta kovanda kalacak kışlık bal miktarının 15 kilo olması yazar, ancak şunu unutmayalım her kovanda aynı oranda arı olmayacaktır. Bunun yerine kovandaki arılı çerçeve sayısını iyi bilmek lazım. Unutmayalım ki arılar kış salkımına girince bulundukları çerçeveden yan çerçeveye geçemezler, eğer bulunduğu çerçevedeki bal kışın biterse arılar o çerçevede açlıktan ölürler. Bunun içindir ki arının bulunduğu çerçevedeki bal kemerinin yüksekliği arılarımızın hayat sigortasıdır. Uzun yıllardır gördüğümüz şey bal kemeri yüksek olan kovanlar son derece sağlıklı olarak kışı çıkartıyorlar. Çerçevede ki bal kemeri yüksekliğinin en ideali çerçevenin yarısından biraz fazla olanıdır. Her zaman söylediğimiz gibi EN İYİ İLKBAHAR BAKIMI SONBAHARDA YAPILAN BAKIMDIR. Baharda yapılan kovan kontrollerinde eğer arılar petek gözlerine kafalarını sokarak ölmüşler ise açlıktan öldükleri kesindir. Arıların üzerinde olmadığı diğer çerçevelerde ne kadar bal olursa olsun hiç farketmez. Bulunduğunuz bölgede kış ayları sıcak geçiyor ve arılar aradabir uçuş yaparak tüketimi hızlandırıyor ise, ya çerçevelerin üzerine veya arıların üzerindeki yemliklere bir miktar kek koyarak bu havalarda arıların o anlık tüketimlerini temin etmek son derece faydalı olur.27 Kasım 2007
KIŞLIK YİYECEK MİKTARI...
Arılara kış bakımı yapılırken en çok karşılaştığımız sorulardan birisi ben arıya ne kadar şurup vereyim? Bir çok kaynakta kovanda kalacak kışlık bal miktarının 15 kilo olması yazar, ancak şunu unutmayalım her kovanda aynı oranda arı olmayacaktır. Bunun yerine kovandaki arılı çerçeve sayısını iyi bilmek lazım. Unutmayalım ki arılar kış salkımına girince bulundukları çerçeveden yan çerçeveye geçemezler, eğer bulunduğu çerçevedeki bal kışın biterse arılar o çerçevede açlıktan ölürler. Bunun içindir ki arının bulunduğu çerçevedeki bal kemerinin yüksekliği arılarımızın hayat sigortasıdır. Uzun yıllardır gördüğümüz şey bal kemeri yüksek olan kovanlar son derece sağlıklı olarak kışı çıkartıyorlar. Çerçevede ki bal kemeri yüksekliğinin en ideali çerçevenin yarısından biraz fazla olanıdır. Her zaman söylediğimiz gibi EN İYİ İLKBAHAR BAKIMI SONBAHARDA YAPILAN BAKIMDIR. Baharda yapılan kovan kontrollerinde eğer arılar petek gözlerine kafalarını sokarak ölmüşler ise açlıktan öldükleri kesindir. Arıların üzerinde olmadığı diğer çerçevelerde ne kadar bal olursa olsun hiç farketmez. Bulunduğunuz bölgede kış ayları sıcak geçiyor ve arılar aradabir uçuş yaparak tüketimi hızlandırıyor ise, ya çerçevelerin üzerine veya arıların üzerindeki yemliklere bir miktar kek koyarak bu havalarda arıların o anlık tüketimlerini temin etmek son derece faydalı olur.23 Kasım 2007
DEĞER VERDİKLERİM...

22 Kasım 2007
ARICILIK KURSU...
18 Kasım 2007
ARILAR KIŞA HAZIR...
İlaçlama yapmadan önce arıların kışlık bal kemerlerinin oldukca iyi olması için ben arıları kek ile besledim. Bunun çokta faydasını gördüm. Zaman yetersizliğinden dolayı sonbahar şuruplaması yapamamıştım bunun yerine kek çok iyi oldu. Arılar kışlık kemeri çok iyi oluşturdular, açlık tehlikesi iyice ortadan kalkmış durumda. Her zaman bize sorulan sorudur, bir kovanda ne kadar bal olmalı diye. Ben derimki; çerçeve sayısı ne olursa olsun arıların işgal ettiği çerçevedeki bal kemerinin yüksekliği önemli. Kovandaki balın miktarı değil, yani arılı çerçevelerdeki bal kemeri yüksekliği orta yerden aşağı 14 santim uzun ise bu arılar asla açlıkdan ölmez. Zayıf arıların yanına bölme tahtalarıda konarak arıların ısıtacağı alan daraltıldı. Allah ilkbahara tüm arıcılarımızı ve arılarımızı sağlıklı çıkartsın...
15 Kasım 2007
GÜZEL ÜLKEMİZDEN MANZARALAR...
-
BURADA YAZ ---------------------------------------------BURADA KIŞ
İçinde bulunduğumuz bu kış mevsiminde Ülkemizin her bölgesinde değişik zamanlarda değişik havayı görmek mümkün. 13 Kasım 2007 de Ankaraya doğru yola çıktığımda hava güzeldi ama yolda ilerledikce çok değişik şeyler gördüm ve memleketimizin bu güzelliklerini sizlerle paylaşıyorum. Karadeniz-Ereğlide arılarımız kocayemiş ağaçlarındaki çiçeklerden bol miktarda nektar topluyor. Ankarada kar yağıyor...BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM.
10 Kasım 2007
DÜNYADA İLK...
Arıcılar olarak hepimiz biliriz ki arılı kovanlarda çerçevelerin üzeri mutlaka örtülmelidir. Yörelere göre bu farklılık gösterdiği gibi değişik ülkelerde de farklı uygulamalar görülüyor. Bir çok ülkede örtü bezi veya örtü tahtası yoktur, bunun yerine kovanın kapağı görevinide gören düz tahtalar kullanılır. Bizim ülkemizde ise gezginci arıcılık yapanların çoğunluğu örtü malzemesi olarak örme naylon çuval veya kalın bez kullanıyor. Bazı arıcılarımızda ya tek parça kontraplak, iki parça tahta veya dört-beş parça tahtadan örtü malzemesi kullanıyorlar. Arılığını ziyarete gittiğimiz Zafer ALTUNSOY bir çok arıcımız gibi bez kullanıyor. Bu konuda eşide kendisi kadar titiz olduğunu öğrendik. Ömür boyu mutlu ve başarılı olsunlar...TEBRİKLERRRRRRRR
7 Kasım 2007
ORDU - BALDA KALINTI VE ARI HASTALIKLARI...
Ordu il tarım müdürlüğü tarafından düzenlenen BALDA KALINTI VE ARI HASTALIKLARI EĞİTİM SEMİNERİ için bizlerde orada hazır bulunduk. Bize verilen bilgiye göre havanın yağmurlu oluşu nedeniyle sadece merkezdeki arıcılar haberdar edilmiş, köylerdeki ve diğer ilçelerdeki bir çok arıcının haberi yokmuş. Zaten salonda küçük 5oo kişilik o nedenle haber vermedik dediler. İyiki haber vermediler değil salon otel almazdı ki. Açılış konuşmasında inanılmaz şekilde arıcılık konusunda bilgi sahibi olan İl Tarım Müdürü konuşmasını yaptı ve başka bir toplantıya katılmak üzere oradan ayrıldı. Ordu İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ankara'da Bakanlık düzeyindeki arıcılık toplantısı nedeni ile katılamadı ama yönetimden bir çok arkadaşımız orada hazırdı.

Salonda oturacak yer kalmadı ilave sandalyeler taşındı. Bir çok toplantıya katıldım ama bu kadar düzenlisi pek az oluyor. Demek ki sadece arı sahibi olmak başka şey bu işten geçimini temin etmek başka bir şey, bunu bu sefer daha iyi anladım. Bayer firmasının oradaki temsilcileri gelen arıcıların listesini yaparken bende yardım edeyim dedim. Adını soyadını yazdıklarımızdan kaç arısı olduğunu sordum, sadece bir kişi 50 arım var deyince hayretle bakmışım ki ben arıları yayladan getirmedim sattım dedi. Kaç arı sattın dedim, benim arım az, 400 kovan sattım dedi. Birlik başkanı Necati beyle konuştuğumuzda da söylemişti zaten 5 ila 15 kamyon arı yükleyen arıcımız var dedi. Her kamyon 200 kovan alır denir.
Doç.Dr. Hayrettin AKKAYA Arı hastalıkları ile ilgili sunumunu yaptı. Geçmiş yıllarda bu bölgede çalıştığı için arıcılar onu iyi tanıyorlar. Hatta takılmadanda edemediler, haberleri yoktu onuda öğrendiler. Hayrettin hocamız Profesör olarak yine biz arıcılara hizmete devam edecek. bu vesile ile yeni kariyerinin hayırlı olmasını dilerim. Doktorasını yaptığı yıllarda tanışmıştık o günden beri bizim için çok emek harcamıştır. Ne yazıkki bilim adamlarının içinde arıcılık konusuna eğilenlerin sayısı çok azdır. Bu nedenle olanlarının kıymetini çok iyi bilmemiz lazım. Parazitoloji dalında arı çalışan Hayrettin hocamız ve Uludağ ünüversitesinde Doç.Dr. İbrahim ÇAKMAK hocamdan başka varmı ki...Arı ilaçlarını sahada çalışan kaç bilim adamı var. Arıcı arkadaşlar, bir ilacın uluslararası değerde kabul görebilmesi için 5 yıl sahada denenmesi gerekiyor.
NEREDEYİZ, KİMLER VAR...
Odu iline akşam üzeri geldik. Konaklayacağımız Grand Hotel Tesk'deki odalarımıza yerleştikten sonra akşam yemeği için bir balık lokantasına gittik. Unutmadan eğer karadeniz bölgesine bu mevsimde yolunuz düşerse yol boyunda her yerde bulabileceğiniz ve birdaha unutamayacağınız lezzette hamsi yemeniz mümkün, sadece çeşitli pişirme yöntemleri çok bunu bilesiniz. Bizler ızgarada olanını terçih ettik. Izgara hamsinin sonunda limonlu helva yemeyi unutmayın haaaa...Karadeniz Ereğli'de bir ızgara hamsiden sonra sindirimi kolaylaştırıcı olarak yazdığım sır işte bu limonlu helva. Hazırlanması kolay, helvanın üzerine bolca limon sıkılıyor iyice karıştırılıp pelte haline gelince buzdolabında dinlendiriliyor. Kim yer bu kadar hamsiyi demeyin sakın, dedim ya ekip halindeyiz.RİZE ARICILARI VE EĞİTİM TOPLANTISI...
Bir kaç gündür yoktum... Karadeniz bölgesinde arıcılar için bazı illerde eğitim çalışmaları olacak diye haber gelmişti. Benide davet etmişlerdi, katıldığımda çok iyi oldu. Hem değişik şeyleri öğrenmek hemde başka arıcılarla görüşmek fırsatım oldu. Derler ya çok gezenmi bilir çok yaşayanmı. Cevabı çok basit, elbette çok gezen çok şey bilir. Birde buralardan duyduklarımızı bizlerde paylaşırsak çok daha güzel olur. Bu yıl her nedense ARI KUŞU sıkıntısı geçmişe nazaran daha çok oldu. Hatta Eskişehir'den Halil BİLEN ve bir çok arıcı bize saldırıyorlar demişler ve çok güzel video görüntüleride yayınlamışlardı. Bu seyahatimde ARI KUŞU için %100 etkili bir yöntem öğrendim. Çok akıllı milletiz vallahi her türlü işe aklımız eriyor.Yakın zamanda yazacağım bu konuyu. İlk durak Rize, oteldeyiz saat:23,00
Toplantı salonu epeyce kalabalık, belliki arıcılarımız arılarını seviyor ve bilgi almaya meraklı. İstanbul Ünüversitesi Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.DR. Hayrettin AKKAYA arı hastalıkları ve varroa paraziti konusunda arıcıları bilgilendirdi. Yörede kullanılan değişik ilaçlardan dolayı ana arı kayıpları çok olduğu gibi koloni kaybıda çok oldu. Bunlardan bir taneside çok sıcaklarda kullanılan kekik yağı (timol) aynı zamanda kovanlarda koku farkınıda yok ettiği için aşırı derecede yağmacılık eğilimi oluyor. Organik olarak satılan bir çok ürününde yeterli etkiye sahip olmaması yüzünden yeterli sonuç alınamıyor.






.jpg)

