HÜRRİYETİNİN BEDELİNİ KAN'LA ÖDEYEN TEK MİLLET...DEĞİL 84 YIL ASIRLAR BOYU YAŞAYACAKTIR...KUTLU OLSUN
Değerli arkadaşlar, Arıcılığa gönül veren birisi olarak yeni başlayan arkadaşlara bir parça yardımcı olmak niyetiyle bu çalışmayı yapıyorum. Belki bir kişiye daha arıcılığı sevdirebilirim,bellimi olur.? ........................................... BİLGİ PAYLAŞILDIKCA ÇOĞALIR !!! Paylaşmak ve sormak istedikleriniz için, e-posta: zaybir67@hotmail.com
derlerdi de benim aklım almazdı o zaman, yıllar sonra anlamıştım bunu, bu seyahatimizde bir kere daha teyit oldu. Öncelikle Eskişehir girişinde bizi bekleyen Gürbüz TURHAN, kızı Sevinç'e, İl Tarım Çiftçi Eğitim ve Yayın şube müdürü Yüksek Ziraat Mühendisi Sn.Aziz ALBAYRAK ve fotoğrafları çekmede yardım eden Teknisyen Yelda SÜRÜCÜ hanıma ayrıca güler yüzlü personele teşekkürlerimizi yolluyoruz.
Artık akşam oldu ve bizde kalacağımız astsubay ordu evine geldik. Bizi karşılayan komutanımız sanki bizim için orada duruyordu. Bu kadar gülen yüzlü insanlar varken bizim sırtımız yere gelmez. Eşyalarımızı bıraktıkdan sonra yan binadaki salona çay içmeye gittik. Uzun zamandır bizi bekleyen bir arkadaşım geldi epeyce sohbet ettik tam gidecekti ki....
Başımdan aşağı duran yakışıklı bir delikanlı, aman Allah Halil BİLEN soyadı gibi gerçekten bilen sanki beni o masaya otururken gördü de geldi. Yahu be adam sen nerden biliyorsun ben orda oturuyorum. Haydiiiii başladık muhabbede. Az sonra Gürbüz TURHAN gelecek dedi, uzun sürmedi geldi, sanki bütün gün bizimle uğraştığı yetmemiş gibi birde gece vakti çıktı geldi. Biz misafiriz ev sahibine karışmayız. Haydi akşam yemek saati kalk yemek yiyeceğiz dedi Halil BİLEN, itiraz edemedim misafiriz ya... hatırı kalmasın bir iki lokma yiyelim dedim çünkü öğlen yediklerimden
haberi yok. Bula bula ölmüş hayvan etini bize yedirdi ya, ama değdi. (Halil sağol) Bulaşıkları biz yıkayacak değiliz o kadar insanın olduğu yerde. Üst kata çay içmeye çıkalım dediler, dedim ya hiç itiraz etmedim. Çıktık, iyi ki çıktık bilmem kimle kimin maçı varmış, ohhh ne güzel iki televizyon var kocaaaaa salonda millet karşılarına dizilmiş. Bizde üç kişi bir kenara oturduk, oturduk ama bir kaç gün önceden olayı
bilen hocam Murat AKIN Tekirdağ'dan geliyor saat gece 10 yoldan aradı 2 saat sonra ordayım dedi, iyi biz çay kahve ne buluyorsak içiyoruz. Sohbetimize diyecek yok millet televizyon başında kırılıp gidiyor bizde bu tarafta arıcılık konuşuyoruz. Konulardan bahsedeyim, aklımıza ne gelirse o, zaten konu konuyu açıyor. Bu arada Halil gelenlerle bizi tanıştırıyor uzanan sıcak elleri sıkarken gülen yüzler yorgunluğumuzu unutturuyor.
Bu benim şefim çok sevdiğim biridir dedi Halil arılarıda çok sever deyince... Hani bizde deriz ya belki bir kişi daha işte o an, sen başla masken körüğün benden hediyem olsun dedim. İyi ki dedim, gece yarısına kadar bizimle oturdu. Baharda bir kişi daha geliyor. Halil dediki başlarsa benim işim zor çünkü bu beni geçer. Demek ki tam isabet. Ben bu ay maske, körük ve kovan açacağını yollayayım. Halil ve gürbüz kurs açmaktan bahsettiler onlarda belgesini versinler. Yahu sizin yarın işiniz vardır gidin yatın diyeceğim adamlar sanki yeni gelmiş gibi bu ne sohbet. Telefon çaldı kapıda bizi arayanlar var, benim ihtiyar ve yaşlı oluşumdan dolayı sağolsun Halil koşdu gelenleri aldı geldi. Dön başdan muhabbete.......Biz başka ne konuşuruz ki, dedikodu yok, siyaset yok, yalan yok arıcılığı bir o kadar daha sevmeme sebep oldukları için orada benim gibi çenesi düşük birisine gece yarılarına kadar tahammül ettikleri için nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Sizler için ne desem azdır ama Allah benim için ne istediyseniz sizlere bin katını versin. İyi ki varsınız...Sevgi ve saygılarımı lütfen kabul edin. Bütün bunlar yetmemiş gibi sabahın erken
saatinde bizi uğurlamaya gelen Murat hocam ellerinden öpüyorum. Bu günlere siz değerli ÖĞRETMEN lerimiz sayesinde geldik Allah ömrünüzü sağlık ve huzur içinde gecirmenizi nasip etsin. Kühya yoluna girdik, Eskişehir arkamızda ve kalbizde, oradaki dostlarımıza dua ederek ayrıldık. Güzel günlerde buluşmak dileğiyle... Bu yolculuk süresince yüzünden gülücükleri hiç eksik olmayan araç şöförümüz Süha GÜVEN kardeşimize inanılmaz dikkatli oluşundan ve isteklerimizden bıkmadan gösterdiği sabır için teşekkürler...
ESKİŞEHİR seyahatimiz, hayatta kalan son istiklal Gazimiz Yakup SATAR ziyareti olacaktı. Şehidimiz P.Astsb.Çvş. Soner ÖZÜBEK'in cenazesi nedeni ile programımızı değiştirmiştik. Bu görevimizi yerine getirdikten sonra Eskişehir Muharip Gaziler Derneği ziyaret edildi. Oradaki sıcak ve geçmişe dönük sohbetden sonra hep birlikte Gazimize gittik. Bize zaman ayıran ve yakın ilgi gösteren dernek başkanımıza teşekkürler. 
GAZİSİ. Askerlik döneminde Gizli Gaz Birliği’nin üyesi 200 kişi ile kimyasal gaz eğitimi gördükten sonra Bağdat'a giden 50 özel asker arasında yer aldı. Bu gizli görev rafa kalkınca normal tabura intibak etti. Aynı günlerde İstanbul işgal edilip Bağdat'a asker gönderilemeyince mevcut birlikler İngilizlere teslim oldu. Yakup Satar 65 gün hastahenede 2 yıl da esir kampında kaldıktan sonra esir değişimi sonrası kurtulur. 22 gün de Bağdat'tan İstanbul'a gelir. Memleketi Eskişehir'e uğradıktan sonra Milli Mücadele'ye katılır. 5 yaşında Kırım'dan Eskişehir'e ailesiyle göçmek zorunda kalan Yakup Satar halen Eskişehir’in Hacı Seyit Mahallesi’nde yaşıyor.
23 EKİM 2007 de başlayan ve 2 gün süren ancak bizim için çok anlamlı olan bu gezimizden bir kaç anımızı paylaşacağım. Eskişehir Kurtuluş savaşında olduğu gibi bu günde Vatan savunmasında şehit veren bir ilimiz. Aynı gün saat 11 de Eskişehir İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Gürbüz TURHAN bizi karşıladı (sonra anlatırım). Öğlen namazını müteakip defnedilecek olan Şehidimiz P.Astsb.Çvş. Soner ÖZÜBEK'in, cenaze namazına katılmak için bize rehberlik etti. Cenazenin kaldırılacağı yere gitmek kalabalıktan imkansız görünüyordu, Gazilerimizi gören herkes büyük bir sevgi ile yol verdi. Buna rağmen birbirimizden zaman zaman ayrıldık. Bu kareler yorumsuz.....

Varroa paraziti için kullanılan BAYVAROL adlı ilacın 5-6 haftalık kullanım süresi doldukdan sonra kovandan alınması gerekiyor. Dikkat ederseniz ilacın altında arılar faaliyetine devam ediyor. Bu görüntüleri ziyaret ettiğimiz Zafer ALTUNSOY kardeşimizin arılığında çektik. Bu arılığı sıkca ziyaret etmek lazım yoksa mangalın ateşi sönerse işimiz zor...
Bayramın birinci günü arılar çok güzel çalışıyor... Hava serin ama polende geliyor.
TBMM başkanımız Sayın Köksal TOPTAN bir dizi ziyarette bulunmak için geldiği Ereğlide, Gülüç Belediyesi Başkanı Aydın GÜNGÖR'ü ziyaretinde kendilerine Zonguldak kestane balı ve yerli üretimimiz olan poleni ikram ettik.
Geçen hafta Milli Eğitim Müdürümüz Turan AKPINAR ile yaptığımız okullarda arıcılık eğitimi ile ilgili görüşmeyi Ereğli Demokrat Televizyonu haber yapmıştı.

Karadeniz - Ereğli, Türkiyede çok bilinen bir ilçe. Demir çelik fabrikası ve gemi yapım sanayisi ile dünyanında ilgisini çeken ikiyüz bin nufuslu şirin bir ilçe. Arazisinin büyük bir kısmı ormanlarla kaplı. Dünyada sadece burada yetişen Osmanlı çileği ile çok ünlü. Zonguldak ormanlarının içinde olan Ereğli ormanlarında da kestane ve ıhlamur
ağaçları boldur. Bu nedenle arıcılık hemen her tarafta yaygın olarak yapılıyor.



